Savunmacı kötümserliğin akademik başarı, bilişsel esneklik, kaygı ve kişilik açısından incelenmesi

Autor: Tekin, Işıl
Přispěvatelé: Yüksel, Müge, Ekşi, Müge, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2018
Předmět:
Popis: Bu çalışmanın temel amacı yüksek risk barındıran akademik bir sınav bağlamında (üniversiteye giriş sınavı) savunmacı kötümserliğin yapısının ve akademik başarı üzerine yansımalarının incelenmesidir. Üç aşamadan oluşan bu çalışmanın ilk aşamasında Savunmacı Kötümserlik Ölçeği’nin ve Bilişsel Esneklik Envanteri’nin lise örneklemi üzerinde geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. İkinci aşamada savunmacı kötümserlik; demografik değişkenler (cinsiyet, okul türü, bölüm, algılanan sosyo-ekonomik düzey, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu, kardeş sayısı ve doğum sırası), bilişsel esneklik, kaygı, kişilik ve akademik başarı açısından incelenmiştir. Bu kapsamda bilişsel esneklik, kaygı ve kişiliğin savunmacı kötümserliği yordacıyı gücü ve savunmacı kötümserlik ile akademik başarı arasındaki ilişki incelenmiştir. Üçüncü aşamada ise savunmacı kötümserliğin nasıl deneyimlendiği ve akademik başarı üzerine yansımaları nitel yöntemlerle değerlendirilmiştir.Araştırma, karma yöntem desenlerinden Açıklayıcı Sıralı Desen üzerine yapılandırılmıştır. İlk aşamada ilişkisel tarama modeli, ikinci aşamada ise fenomenoloji deseni kullanılmıştır. Nicel aşamada 3 farklı örneklemle çalışılmıştır. İlk iki örneklem (sırayla N=360 ve N=458) Savunmacı Kötümserlik Ölçeği’nin ve Bilişsel Esneklik Envanter’inin lise örneklemi üzerinde geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının incelenmesinde kullanılmıştır. Üçüncü örneklem ise (N=543) bilişsel esneklik, kişilik ve kaygı değişkenlerinin savunmacı kötümserliği açıklama düzeyini tespit etmek amacıyla kullanılmıştır. Bu aşamada veriler; Kişisel Bilgi Formu, Savunmacı Kötümserlik Ölçeği, Bilişsel Esneklik Envanteri, Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri ve Beş Faktör Kişilik Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Nicel verilerin analizinde SPSS 20.0 ve LISREL 9.1 istatistik programları kullanılmıştır. Birinci aşamada bulgular, psikometrik özellikleri incelenen her iki ölçeğin de faktör yapısının özgün formlarıyla benzer olduğunu ve lise seviyesinde kullanılabilecek geçerli ve güvenilir ölçme araçları olduğunu ortaya koymuştur. İkinci aşamada gerçekleştirilen regresyon analizi sonucunda bilişsel esneklik (alternatifler ve kontrol), kaygı (durumluk kaygı ve sürekli kaygı) ve kişilik (duygusal dengesizlik ve deneyime açıklık) değişkenlerinin savunmacı kötümserliğin %44’ünü açıkladıkları bulunmuştur. Demografik değişkenler açısından bakıldığında savunmacı kötümserliğin cinsiyet, okul türü ve babanın eğitim durumuna göre farklılaştığı; algılanan sosyo-ekonomik düzey, lisede eğitim görülen bölüm, annenin eğitim durumu, kardeş sayısı ve doğum sırasına göre farklılaşmadığı belirlenmiştir. Savunmacı kötümserlik ile akademik başarı arasında gerçekleştirilen korelasyon analizi sonucu istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır. Savunmacı kötümserliğin yapısını ve akademik başarı üzerine yansımalarını daha iyi anlamak amacıyla nitel araştırma yöntemlerinden fenomenolojik desenin kullanıldığı üçüncü aşamaya geçilmiştir. Araştırmanın bu aşamasında ölçüt örnekleme kullanılmıştır. Üniversite giriş sınavının ilk aşamasından %10’luk dilime girmiş olan ve savunmacı kötümserlik düzeyi yüksek ve düşük olan on ikişer katılımcı ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşme kayıtları NVivo 10 nitel analiz programı kullanılarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Analiz sonucunda elde edilen temalar: savunmacı kötümserlik deneyimi, savunmacı kötümserliğin etkileri, savunmacı kötümserliğin kullanımı, başarının önemi, başarı güdüleri, başarı ve başarısızlığın anlamı, başarı yüklemeleri, başarı-başarısızlık sonucunda hissedilen duygular ve kaygıdır. Nitel analizler sonucunda katılımcıların savunmacı kötümserliği akademik başarı bağlamında işlevsel buldukları ve stratejik olarak kullandıkları bulunmuştur. Son olarak katılımcıların, savunmacı kötümserliğin akademik başarı üzerindeki yansımalarını; kaygıyı düzenleme, motivasyonu artırma ve başarısızlık ihtimaline karşı bireyi hazırlıklı kılma olarak değerlendirdikleri belirlenmiştir.--------------------The main aim of this study is to examine the defensive pessimism and its reflection on academic achievement in the context of a high-stakes test (university entrance exam). This study consists of three phases. The validity and reliability of the Defensive Pessimism Scale and the Cognitive Flexibility Inventory on high school students sample were determined in the first phase. Defensive pessimism was examined in terms of demographic variables (gender, school type, department, perceived socio-economic level, mother’s education level, father’s education level, number of siblings and birth order), cognitive flexibility, anxiety, personality and academic achievement in the second phase. Within this scope, the predictive power of cognitive flexibility, anxiety and personality on defensive pessimism and the relationship between defensive pessimism and academic achievement were analyzed. How the defensive pessimism is experienced and how the reflections of defensive pessimism on academic achievement were evaluated via qualitative methods, in the third phase. The research was structured on Explanatory Sequential Design, one of mixed method research. Correlational study design was used in the first phase and phenomenology design was used in the second phase. Three different samples were used in the quantitative phase. The first two samples (N = 360 and N = 458, respectively) were used to examine the validity and reliability studies of the Defensive Pessimism Scale and the Cognitive Flexibility Inventory on high school students sample. The third sample (N = 543) was used to determine the predictive power of cognitive flexibility, anxiety and personality variables on defensive pessimism. Data were collected by Personal Information Sheet, Defensive Pessimism Scale, Cognitive Flexibility Inventory, State-Trait Anxiety Inventory and Five Factor Personality Scale, in this phase. SPSS 20.0 and LISREL 9.1 statistical programs were used for the analysis of quantitative data. Findings from first phase indicated that factor structures of both scales, whose psychometric properties were evaluated, were similar to the original forms. These two scales are valid and reliable measurement tools that can be used at high school level. It was found that, cognitive flexibility (alternatives and control), anxiety (state anxiety and trait anxiety) and personality (neuroticism and openness) explain the 44% of defensive pessimism, as a result of the regression analyses in the second phase. From the point of view of demographical variables; it was found that defensive pessimism differentiates according to gender, school type and father’s education level, but it does not differentiate according to department, perceived socio-economic level, mother’s education level, number of siblings and birth order. The result of the correlation analysis between defensive pessimism and academic achievement was not statistically significant. The third phase of the study was conducted to better understand the nature of the defensive pessimism and its reflection on academic achievement. This third phase was structured on phenomenological design, one of qualitative research. Criterion sampling was used at this phase of the study. Semi-structured interviews were conducted with twelve successful participants with high defensive pessimism level and twelve successful participants with low defensive pessimism level. Transcripts of interview records were analyzed using the NVivo 10 qualitative analysis program. The following themes were obtained: the experience of defensive pessimism, the effects of defensive pessimism, the usage of defensive pessimism, the importance of academic achievement, achievement motives, the meaning of achievement and failure, achievement attributions, the feelings after success and failure, and anxiety. As a result of the qualitative analysis, it was found that participants regard defensive pessimism as a functional strategy in the context of academic achievement and they use it strategically. Finally, the reflections of defensive pessimism on academic achievement are determined as; to regulate anxiety, to increase motivation, and to prepare individuals for the possibility of failure.
Databáze: OpenAIRE