| Popis: |
Bu doktora çalışması, Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaşma belirtileri gösterdiği 2007-2015 yılları arasında AB-Türkiye ilişkilerinde yaşanan gelişmelerin Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Türk kimliği ve dolayısıyla Avrupa kimliği algısını etkileyip etkilemediğinin değerlendirmesini amaçlamaktadır. Bu tez aynı zamanda AP üyelerinin bu dönemde belirttikleri Türk ve Avrupa kimlik ifadelerinin, ağırlıklı olarak Avrupalılaşma süreci olarak bilinen 1997-2007 döneminden ne ölçüde ayrıldığını veya bu döneme ne ölçüde yakınlaştığını da belirlemeye çalışmaktadır. Bu amaçlar AP’nin Türkiye hakkındaki söylemlerini, kimliklerin kişilerin söylemleri aracılığıyla sosyal olarak inşa edildiği sosyal inşacı bir perspektiften eleştirel olarak analiz etmek için Söylemsel-Tarihsel Yaklaşım aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda 2007-2015 yılları arasında, başlıklarında “Türkiye” veya “genişleme” kelimelerini içeren resmi AP tartışmalarındaki AP üyelerinin söylemleri ayrıntılı olarak analiz edilmiştir.Bu çerçevede bu tezin temel araştırma sorusu şudur: Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemek veya reddetmek amacıyla AP’de 2007-2015 yılları arasında AP’nin 1997-2007 dönemindeki söylemsel Türk kimliği inşalarına benzer veya onlardan farklı olarak Türkiye söylemi nasıl dile getirildi? Ayrıca tez, makro konulara ve bunların altında ilgili alt konulara ayrılmış söylem konularını tanımlamaktadır. Bu konular AP söylemlerinde inşa edilen Türk kimliğinin farklı temsilleri ve böylece, Avrupa güvenlik topluluğu, Avrupa demokratik değerleri, Avrupa kültürel alanı ve Avrupa siyasi/ekonomik projesi gibi Avrupa’nın çeşitli kavramsallaştırmaları üzerine temellendirilmiştir.Bu çalışma bağlamdaki değişikliklerin etkisi altında 2007-2015 döneminde AP’nin Türk kimliği algısının, çeşitli yanılgılar ve söylemlerarasılıklar yoluyla, hatta bazen “Avrupa demokratik değerlerine” bile meydan okuyarak, çoğunlukla Türkiye’yi söylemsel olarak ötekileştirmeye ve Türkiye’nin üyeliğini dışlamaya meyilli olduğunu ileri sürmektedir. Bu da AP üyelerinin Avrupa kimliğine daha eleştirel yaklaştığını ortaya koymaktadır. This Ph.D. research aims to evaluate whether developments in EU-Turkey relations between 2007 and 2015, during which time Turkey exhibited some signs of de-Europeanization, affected the perception of Turkish identity and thereby European identity in the European Parliament (EP). Moreover, this thesis also tries to determine the extent to which MEPs’ articulations of Turkish and European identities in this period diverged from or converged with those in the period 1997-2007, mainly known as its Europeanization process. These aims are realized through the discourse-historical approach (DHA) to critically analyze the EP discourses on Turkey from a social constructivist perspective in which identities are socially constructed through the discourses of agents. In this context, the discourses of MEPs in the official EP debates whose titles include the words “Turkey” or “enlargement” between 2007 and 2015 have been analyzed in detail. Within this framework, the main research question of this thesis is: How was the discourse on Turkey articulated in the EP between 2007-2015 in an attempt to support or reject Turkey’s EU accession similar to or different from the EP’s discursive constructions of Turkish identity in the 1997-2007 period? The thesis identifies discourse topics, divided into macro-topics and related subtopics under them. These topics are grounded on different representations of the Turkish identity discursively constructed in the discourses of the MEPs, and thus, various conceptualizations of Europe, such as European security community, European democratic values, European cultural space and European political/economic project. This study asserts that under the influence of the changes in the context, the perception of the EP of Turkish identity between 2007 and 2015 is predominantly inclined towards discursive othering of Turkey and excluding Turkish accession through various fallacies and interdiscursivities, sometimes even by challenging “European democratic values,” which in turn reveals that MEPs are also more critical of European identity. |
