Relations between the Ottoman Empire and Indian Muslims during the second Constitutional era

Autor: Abalı, Muhittin, Çekiç, Can Eyüp
Přispěvatelé: Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/fen-edebiyat fakültesi/tarih bölümü/yakınçağ tarihi anabilim dalı
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2023
Předmět:
Popis: 1877-78 savaşında Osmanlı ordusunun Rusya kuvvetleri karşısında aldığı yenilgi II. Abdülhamid dönemi boyunca Osmanlı dış politikası üzerinde etkili oldu. İşgal edilen bölgelerden göç eden Müslüman nüfus ve elde kalan toprakların ağırlıkla Müslümanlardan oluşması ülkenin imparatorluk yapısını değiştirirken yönetim elde kalan nüfusu konsolide edebilmek için İslam birliği politikasını vurgulamaya başladı. Bu dönemde Osmanlı sultanının halife kimliği öne çıkarılırken, halifenin tüm Müslümanların koruyucusu ve kollayıcısı olduğunu çokça dile getirildi. Bu yeni politika yönetimin Rusya, İngiltere, Fransa gibi büyük bir Müslüman nüfusa sahip olan ülkeler karşısında bir tehdit oluşturması açısından da kullanışlı görüldü. 1908 de ilan edilen II. Meşrutiyet ve sonrasında gelen Abdülhamid'in tahttan indirilmesinden sonra da hilafet politikası büyük ölçüde gündemde olmaya devam etti. İttihat ve Terakki kadroları içerisinde ideolojik olarak temayül ümmetçilik yerine Türkçülük olsa da dış politikada II. Abdülhamid döneminde ağırlık verilen hilafet politikası olduğu gibi devam etti. Hilafetin sağladığı dünya siyasetinde söz sahibi olabilme gücü, II. Meşrutiyet döneminde de dış siyasette kullanılmaya devam edildi. Büyük ölçüde Osmanlı arşiv belgelerine dayanan bu çalışma, İttihat ve Terakki hükümetinin II. Abdülhamid döneminin dış politika söylemini devam ettirdiğini, Osmanlı hilafet politikasının devletin meşruiyeti için öneminin farkında olduğunu öne sürmektedir. Çalışma ikinci olarak, Hindistan Müslümanları ile kurulan ve yenilenen ilişkiler özelinde söz konusu politikanın özellikle Osmanlı Devleti'nin ve hilafetin varlığının tehlikede olduğu Trablusgarp ve Balkan Savaşlarında oldukça pekiştiğini iddia etmektedir. Çalışma son olarak, hilafet politikasının Birinci Dünya Savaşı arifesinde Müslüman coğrafyada artan İngiltere etkisine karşı kullanıldığını, Osmanlı Devleti'nin nüfuzunu korumak ve İngiltere'ye karşı hilafet politikasının halen bir tehdit olarak faydalı olarak görüldüğünü ortaya koymaktadır. The catastrophic defeat against the Russian Army in the Russo-Ottoman War of 1877-78 was decisive in Ottoman foreign policy during the Hamidian Era (1876-1908). Following the war, due to mass migration of Muslims from the occupied territory to relatively deeper Muslim lands the Ottoman Empire became more Muslim not only demographically but also geographically. In return, Abdulhamid II decided to refashion the long-forgotten Ottoman caliphacy to maintain the Ottoman legitimacy among its subjects and to intimidate rival powers, especially Russia, England, and France, which control large Muslim populations. Islamist policy remained prerogative especially as an instrument in foreign policy for the, mainly nationalist, ruling cadre of Committee of Union and Progress, which took the helm after the coup d'état in 1908. Mainly based on Ottoman archival documents, this dissertation claims that the Unionists took over Abdulhamid II' Islamist policy, to which they attached importance as a leading legitimacy structure for the Empire. Second, the study argues that Islamist policy was reconstructed, in terms of the relations with Indian Muslims, during the Italo-Turkish War of 1911-12 and the Balkan Wars of 1912-13, when the future of the Ottoman State and the caliphacy were at stake. Third, the study aims to expose the Islamist policy was on duty against the rising British influence and to maintain Ottoman influence in the Muslim World on the eve of the First World War.
Databáze: OpenAIRE