Kolesistektomi Sonrası Rutin Histopatlojik Safra Kesesi İncelemesi Gerekli Mi? Tek Merkezdeki 1366 Kolesistektomi Spesmeninin Sonuçlarının Değerlendirilmesi

Autor: Uysal, Erdal, Sezgin, Efe, Bakır, Hasan, Gürer, Ahmet, Sökücü, Mehmet
Přispěvatelé: Izmir Isntitute of Technology
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2017
Předmět:
Popis: Amaç: Kolesistektomi sonrası rutin olarak yapılan histopatolojik inceleme sonuçlarının değerlendirilmesi, kolesistektomiler sonrası rutin histopatolojik incelemenin gerekliliğini araştırmak amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma retrospektif olarak dizayn edilmiştir. Bening safra kesesi hastalığı ön tanısı ile Kasım 2011- Mayıs 2017 yılları arasında Özel Sani Konukoğlu Hastanesinde laparaskopik ve açık kolesistektomi uygulanan 1366 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik verileri, patoloji sonuçları, spesmenin makroskopik görünümü, kanser evrelemesi kayıt edildi. Patolojik tanıların dağılımı ve sıklığı, incidental safra kesesi kanseri prevalansı değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hasta sayısı 1366 idi. Hastaların 1303 (%95)'ü kronik kolesistit, 39 (%3)'u akut kolesistit, 7 (%0.5)'i safra kesesi kanseri, 17 (%1.5) hastada diğer tanılar tespit edildi. Gruplar arasında yaş ortalaması açısından istatistiksel anlamlılık saptandı (p=0.0002). Kolesterolizis açısından gruplar arasında yapılan karşılaştırmalarda istatistiksel olarak anlamlılık bulundu (p=0.0003). Mukoza atrofisi ile cinsiyet arasında anlamlı ilişki tespit edildi (p=0.001). Sonuç: Safra kesesi spesmenlerinin histopatolojik incelenmesinde en sık görülen tanı kronik kolesistitdir. Ancak kolesistektomi sonrası, safra kesesinin histopatolojik spekturumu oldukça geniştir. İncidental safra kesesi tümörleri preoperative görüntüleme yöntemleri ile tespit edilemeyebilir. İncidental safra kesesi tümörleri genellikle asemptomtomatik seyretmektedir. Çalışmamızda T2, T3 ve T4 safra kesesi tümörlerine de rastlanılmıştır. Bu hastaların tümüne ek girişimler gerekmiştir. Rutin histopatolojik inceleme yokluğunda, tedavi planı yapılamadığından metastatic ileri evre safra kesesi tümörleriyle karşılaşılabilir. Bu nedenle rutin histopatolojik incelemenin yapılmasını önermekteyiz.
Objective: It was aimed to evaluate the results of routine histopathological examination after cholecystectomy and to investigate the necessity of routine histopathologic examination after cholecystectomy. Methods: The study was designed retrospectively. One thousand three hundred sixty six patients who underwent laparoscopic and open cholecystectomy at Private Sani Konukoglu Hospital with pre-diagnosis of benign gallbladder disease between November 2011 and May 2017 were included in the study. Patients' demographic data, pathologic results, macroscopic appearance of the specimen, and cancer staging were recorded. The distribution and frequency of pathologic diagnoses and the prevalence of incidental gallbladder cancer (GBC) were evaluated. Pathologic findings were compared in terms of age groups and gender relations. Results: The number of patients included in the study was 1366. Diagnosed with chronic cholecystitis patients were 1,303 (95%), 39 (3%) with acute cholecystitis, 7 (0.5%) with gallbladder cancer, and 17 (1.5%) with other diagnoses of the patients. Statistical significance was found between the groups in terms of the mean age (p = 0.0002). Comparisons between groups in terms of cholesterolysis were statistically significant (p = 0.0003). There was a significant relationship between mucosa atrophy and gender (p = 0.001). Conclusions: The histopathological spectrum of gallbladder is quite extensive. Incidental GBC may not be detected by preoperative imaging methods. Incidental GBC are usually asymptomatic. T2, T3 and T4 GBC were also encountered in our study. All of these patients need additional operations. In the absence of routine histopathologic examination, metastatic advanced GBC may be encountered because no treatment plans could make. Thus, we do recommend routine histopathological examination.
Databáze: OpenAIRE