Atak ile yatırılan koah hastalarının hastanede yatış süresini etkileyen parametreler = Parameters affecting the length of hospital stay in patients with acute exacerbation of chronic obstructive pulmonary disease

Autor: Pınar, Merve Acun. 191588 author, Öztürk, Önder, 1971- thesis advisor 62323, Bircan, Hacı Ahmet. thesis advisor 191590, Süleyman Demirel Üniversitesi. Tıp Fakültesi. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı. 15480 issuing body
Jazyk: turečtina
Předmět:
Popis: Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH); kalıcı hava akımı kısıtlanması ve solunumsal semptomlarla karakterize, yaygın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Ataklar KOAH olgularında FEV1 kaybını artırarak hastalığın gidişatını kötüleştirmekte ve yüksek oranda morbidite ve mortaliteye neden olmaktadır. Bu çalışmada; KOAH atak nedeniyle yatırılan hastaların demografik özelliklerinin, evrelerinin, solunum fonksiyon düzeylerinin, klinik, radyolojik,laboratuvar, mikrobiyolojik etkilerin ve tedavilerin retrospektif incelenmesi ile hastanede yatış süresini etkileyen parametrelerin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya atak nedeniyle hastaneye yatan 56 KOAH hastası ve kontrol grubu olarak 17 stabil KOAH hastası toplam 73 (69E/4K) hasta alındı. Hastaların yaş ortalaması 64,9 yıl ve ortalama sigara tüketimi 40,8 paket/yıl idi. Hastaların ortalama FEV1, FVC ve FEV1/FVC değerleri sırasıyla %46,2±21,6, %67,6±26,4 ve %53,7±14,1 idi. GOLD 2018 evreleme sistemine göre hastaların 50'si (%68,5) D grubu, 4'ü (%5,5) C grubu, 6'sı (%8,2) B grubu ve 13'ü (%17,8) A grubunda idi. Atak nedeniyle yatırılan KOAH hastalarının %85,7'si D grubunda yer aldığı, 21'inde şiddetli, 19'unda orta ve 16'sında hafif atak olduğu saptandı. . Atak ile hastanede yatan KOAH hastalarında; C-reaktif protein (CRP) düzeyi,lökosit sayısı, nötrofil yüzdesi, eritrosit dağılım genişliği (RDW), nötrofil/lenfosit oranı (NLO), semptom skorları, akciğer grafisinde pnömoni ve havalanma artışı ile Toraks BT'de amfizem saptanma oranının stabil KOAH hastalarına göre istatistiksel olarak daha yüksek; lenfosit yüzdesi, eozinofil sayısı, FEV1 ve FVC düzeylerinin ise daha düşük olduğu saptandı. MPV, serum albümin düzeyi ve platelet sayısının iki grup arasında farklılık göstermediği bulundu. Hastanede ortalama yatış süresi 10,68±4,67 gün olarak bulundu. Atak şiddeti,NLO, RDW, balgam kültüründe üreme olması, Glasgow prognostik skor (GPS),pnömonik infiltrasyon varlığı ve antibiyotik kullanılması ile yatış süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu gösterildi. Sonuç olarak; şiddetli atak geçiren, yüksek NLO ve RDW düzeyine sahip,pnömonisi bulunan ve GPS'si yüksek olan hastaların hastanede yatış sürelerinin daha uzun olduğu saptandı. NLO seviyesinin stabil ve atak hastalarını ayırmada bir belirteç olarak kullanılabileceği gibi atak nedeniyle tedavi alan hastalarda alevlenme şiddetini ve yatış süresini de öngörebileceği gösterilmiştir. Anahtar kelimeler: Alevlenme, atak, CRP, Glosgow prognostik skor, hastanede yatış süresi,hematolojik parametreler, kronik obsrüktif akciğer hastalığı, nötrofil lenfosit oranı.
Chronic Obstructive Pulmonary Disease (COPD); is a common, preventable and treatable disease characterized by permanent airflow limitation and respiratory symptoms. The exacerbations increase the FEV1 loss in COPD patients, worsen the course of the disease and cause a high rate of morbidity and mortality. The aim of this study was to investigate the parameters affecting the length of hospital study with searching the demographic characteristics, stages, pulmonary function levels, clinical, adiological, laboratory, microbiological effects and treatment modalities of patients admitted to hospital with COPD exacerbations retrospectively. Hospitalized 56 patient with acute exacerbation of COPD and 17 stable COPD patients as the control group, totally 73 (56M/4W) patients were included in the study. The mean age of the patients was 64.9 years, and the mean smoking consumption was 40.8 packs/year. Mean FEV1, FVC and FEV1/FVC values were 46.2±21.6% 67.6 ± 26.4% and 53.7 ± 14.1%. According to the GOLD 2018 staging system, 50 (68.5%) of the patients were in group D, 4 (5.5%) were in group C, 6 (8.2%) were in group B and 13 (17.8%) were in group A. 85.7% of hospitalized COPD patients admitted to hospital due to attack were in group D and where 21 had severe, 19 had moderate and 16 had mild attacks. C-reactive protein (CRP) level, leukocyte count, neutrophil percentage, erythrocyte distribution width (RDW), neutrophil/lymphocyte ratio (NLR), symptom scores, pneumonia and hyperlucent in chest films and the rate of emphysema detection in thorax CT were found to be higher in COPD patients hospitalized with attack than stable COPD patients, however lymphocyte percentage, eosinophil count, FEV1 and FVC levels were lower and MPV, serum albumin levels and platelet count were not different between the two groups. The mean length of hospital stay was 10.68 ± 4.67 days. Statistically significant relationships were detected between the length of stay and exacerbation severity, NLR, RDW, growth in sputum culture, Glasgow prognostic score (GPS), the presence of pneumonic infiltration and antibiotic use. In conclusion; it was found that the patients who were suffered from severe exacerbations with higher NLR, RDW, GPS levels stayed longer at hospitals. It was determined that NLR levels could be used as an indicator to differentiate the COPD attack patients and stable patients, and may predict the exacerbation degree and hospitalization period. Keywords: Chronic obstructive lung diseases, CRP, exacerbation, Glasgow prognostic score, hematological parameters, neutrophile–lymphocyte ratio, length of hospital stay
Tez (Uzmanlık Tezi) - Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, 2018.
Kaynakça var.
Databáze: OpenAIRE