Afet Risk Yönetimi Çerçevesinde COVID-19 Hastalığına Yakalanmış Kişilerin Kader Algısı ve Ahlaki Olgunluk Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Autor: Mehtap KILIÇ, Bahanur MALAK
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2021
Předmět:
Zdroj: Volume: 5, Issue: 2 455-456
Afet ve Risk Dergisi
Journal of Disaster and Risk
ISSN: 2636-8390
Popis: Afet risk yönetimi çerçevesinde Türkiye’de Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki bir ilde yaşayan ve COVID-19 hastalığına yakalanmış kişilerin kader algısı ve ahlaki olgunluk düzeylerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, nitel araştırma yöntemine göre tasarlanmış ve nicel verilerle desteklenmiştir. Katılımcı Bilgi Formu, Ahlaki Olgunluk Ölçeği, Teistik Kader Algısı Ölçeği ve Afet Risk Yönetimi Çerçevesinde Yapılandırılmış Soru Formu aracılığı ile veriler toplanmıştır. Nitel verilerde içerik analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmada 48 katılımcıya ulaşıldığında nitel veriler doygunluğa ulaşmıştır. 48 katılımcının %54,2’sini kadınlar, %45,8’ini erkekler oluşturmaktadır. Katılımcıların %43,8’ini 18-28 yaş aralığındaki kişiler, %58,3’ünü üniversite mezunu kişiler, %58,3’ünü memurlar oluşturmaktadır. Nicel bulgulara göre, katılımcıların ahlaki olgunlukları yüksek düzeydedir. Katılımcıların afetlerle ilgili durumları kader olarak algıladıkları sonucuna varılmıştır. Nitel bulgulara göre, katılımcıların bir kısmı kaderin alacağımız tedbirlerden daha güçlü olduğunu belirtmiştir. “Allah her kulun kaderini kendi çabasına bağlamıştır” temasında bazı katılımcıların da hastalığa yakalanmalarını, bireysel sorumluluklarını göz ardı etmedikleri kader inançlarıyla alakalı değerlendirmişlerdir. Bazı katılımcılar hastalık süresince önlem almanın gerekliliğine inanmış ancak çeşitli nedenlerle önlem almayı ihmal ettiklerini belirtmişlerdir. Bazı katılımcılarınsa önlem kurallarına uyarak bireysel sorumluklarını yerine getirdikleri ancak dışa yükleme yaparak bireysel sorumluluğun ağırlığı ile baş etmeye çalıştıkları anlaşılmıştır. Klasik kader algısı, afetlere karşı önlem alma davranışını olumsuz etkilemiştir. Bunun için afetlere yönelik önlemlerin alınması, afet sırası ve sonrasında gerekli psikososyal bakımın gerçekleştirilmesi için multidisipliner çalışmalara gereksinim vardır.
It was aimed to evaluate the perception of fate and moral maturity levels of people living in a province in the Eastern Anatolia Region of Turkey and infected with COVID-19 within the framework of disaster risk management. The study was carried out in accordance with the qualitative research design and was supported by quantitative data. Data were collected through the Participant Information Form, the Moral Maturity Scale, the Theistic Fate Perception Scale and the Questionnaire Structured in the Framework of Disaster Risk Management. Content analysis was performed on qualitative data. When 48 participants were reached in the study, the qualitative data reached saturation. 54.2% of the 48 participants were women and 45.8% were men. 43.8% of the participants were between the ages of 18-28, 58.3% of them were bachelor graduates, 58.3% of them were civil servants. According to the quantitative results, the moral maturity of the participants were at a high level. It was concluded that the participants perceived the situations related to disasters as fate. According to the qualitative results, some of the participants stated that fate was stronger than the measures we would take. In the theme of "Allah has tied the destiny of every servant to his own efforts", some participants also evaluated their catching the disease as related to their belief in destiny, which they did not ignore their individual responsibilities. Some participants believed in the necessity of taking precautions during the illness, but stated that they neglected to take precautions for various reasons. It was understood that some participants fulfilled their individual responsibilities by following the precautionary rules, but tried to cope with the weight of individual responsibility by externalizing. Traditional perception of fate negatively affected the behavior of taking precautions against disasters. Therefore, multidisciplinary studies are needed to take precautions against disasters and to provide necessary psychosocial care during and after disasters.
Databáze: OpenAIRE