Murakami’nin Sahilde Kafka ve Kumandanı Öldürmek Romanlarındaki Oedipus Kompleksi ve Tekinsizlik
Autor: | Aytemis DEPCİ |
---|---|
Přispěvatelé: | Yabancı Diller Yüksekokulu -- Yabancı Diller Bölümü, Depci, Aytemis |
Jazyk: | turečtina |
Rok vydání: | 2022 |
Předmět: | |
Zdroj: | Volume: 24, Issue: 3 823-838 Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Afyon Kocatepe University Journal of Social Sciences |
ISSN: | 1302-1265 2149-4894 |
Popis: | Murakami’nin Sahilde Kafka ve Kumandanı Öldürmek romanlarındaki başkişilerin bastırılmış duygu ve kaygılarının Freud’un Oedipus kompleksi, kastrasyon anksiyetesi ve tekinsizlik kavramı bağlamında irdelenmesi bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Romanların anlatıcısı konumunda olan bu başkişilerin ortak özelliklerine bakıldığında her iki karakterin de toplumdan izole olmuş, hayatlarındaki önemli birilerini yitirmiş ve benliklerini bulmak isteyen bireyler oldukları görülmektedir. Bu çalışmada başkişilerin psişelerindeki oedipal çatışmalar üzerinde durularak barındırdıkları ortak anlamlar irdelenecek ve bu romanlardaki tekinsizlik duygusunun nasıl ve nerede ortaya çıktığı tartışılacaktır. Murakami’nin Sahilde Kafka romanında Kafka adlı başkişi babasının yapmış olduğu oedipal kehanet sonucunda Oedipus’un kaderinden kaçamayarak ensest ihlali ve baba katlini gerçeküstü bir anlatı yoluyla gerçekleştirmektedir. Murakami’nin Kumandanı Öldürmek romanındaki başkişinin kumandanı öldürmesi baba katlini sembolize etmekte ve karısı ile onun izni olmadan rüyasında ilişkiye girmesi ise sembolik bir yasak ihlalini anımsatmaktadır. Bu çalışmada her iki romandaki karakterlerin yitirdiklerini yerine koymak ve benliklerini inşa etmek için oedipal kehaneti yerine getirdikleri sonucuna varılmıştır. Her iki romanda da başkişilerin Freudyen tekinsizlik duyguları uyandıracak bir yolculuğa çıktıkları gözlemlenmektedir. Sahilde Kafka’da başkişinin çıktığı yolculuk tekinsizlik duyguları uyandırırken Kumandanı Öldürmek romanındaki başkişi ise yeraltındaki karanlık ve dar tünellere girmek zorunda kaldığı yolculuğu sırasında tekinsizlik duygusunu deneyimlemektedir. Bu yolculukların başkişilerin gördükleri rüyaların veya zaman zaman kurdukları hayallerin ortak özelliklerine bakıldığında karakterlerin bastırdıkları bilinçdışı korkuları ve oedipal arzularını yansıttıkları ortaya çıkmaktadır. The aim of this study is to examine the suppressed feelings and anxieties of the protagonists in Murakami's two novels namely, Kafka on the Shore and Killing Commendatore in the context of Freud's Oedipus complex, castration anxiety and uncanny. Considering the common characteristics of these protagonists – also the narrators of the novels, it is seen that both characters are isolated from the society, have lost someone significant in their life and want to find their selves. In this study, oedipal conflicts in the psyches of the protagonists and their corresponding meanings will be examined. In addition, how and where the sense of uncanny arose in these novels will be discussed. The lad, Kafka could not avoid the fate of Oedipus as a result of the oedipal prophecy made by his father, and performs the incest violation and patricide through a surreal narrative. In Killing Commendatore, the protagonist's murdering of the commendatore symbolizes patricide, and his dreaming of having an intercourse with his wife suggests the symbolic violation of prohibition. It was concluded that, in order to replace their losses and to build their sense of selves, the characters in both novels fulfilled the oedipal prophecy. Both protagonists embark on a journey that will awaken Freudian feelings of uncanny. |
Databáze: | OpenAIRE |
Externí odkaz: |