Popis: |
Özet İslam toplumunun sosyal bilimler, fen bilimleri ve dinî ilimlerde altın çağını yaşadığı miladî IX ve X. yüzyıllarda yaşamış olan Ebu Bekir Râzî, böylesine münbit bir ortamda felsefe, psikoloji ve kelam alanında birçok özgün eser vermiştir. İslam Felsefesi Tarihi’nin rasyonalist filozoflarından biri olan Ebû Bekir Râzî’nin, tabiatçi eğilimleri ve rasyonelliği ile aklı nassın önünde tuttuğu görülmektedir. Felsefe ve kelam alanında çok eser vermesinin yanında, adını tıp ve kimya alanında da duyurmuş ve Batı’da “İslam dünyasının Calinus’u” lakabıyla tanınarak, eserleri yüzyıllarca kaynak olma niteliğini korumuştur. Ebu Bekir Râzî, hastalıkları fizyolojik ve ruhî olarak ikiye ayırmış, buna göre tıbbı da et-tıbbu’r-ruhanî ve et-tıbbu’l-cesedânî olarak sınıflandırmıştır. Ruh sağlığı ile beden sağlığı arasında ilişki kurmuştur. Tıp bilimi ile ahlak arasında da ilişki kurmuş ve ahlak ile tıbbın birbirinden ayrılamayacağını kabul ederek, tıp etiğine dair eserler vermiştir. Tıp etiği alanındaki bu eserleriyle, İslam dünyasında tıp etiği alanında eser veren ilk âlimlerden biri sayılmıştır. Razi, kimya ile ilgili bilgi ve deneyimlerini tıp alanında etkin bir şekilde kullanarak, bu alanda önemli bir gelişme kaydedilmesini sağlamıştır. Bunların başında gliserin, alkol, soda, sirke asidi, kükürt, nitrik asit ve cıvanın tıpta kullanıma sokulmuş olması gelmektedir. Râzî’nin kimya bilimine hâkimiyetinden dolayı, daha önce yapılmamış ve sadece kendisinin yaptığı bazı ilaç terkiplerinin olduğu da bilinmektedir. Yine tedavi için kullanacağı bu kimyasalları, insanlara uygulamadan önce hayvanlar üzerinde denemesi de kendi dönemi için büyük bir gelişme niteliğindedir. Dönemimdeki devrim niteliğinde çalışmalarıyla, hem çağı için hem de sonrasında gelen yüzyıllar boyunca tıp bilimine ışık tutan önemli bir âlim olma özelliğini korumuştur. Eserleri daha sonraki âlimlere kaynak olmasının yanında, ilham vermiştir. Abu Bakr Râzi as a Physician and Philosopher and His Contributions to the Medicine Abstract Abu Bakr Râzî, who lived in the eighteenth and eighth centuries of the Islamic era in the social sciences, natural sciences and religious sciences, gave many original works in the field of philosophy, psychology and kalam in such a special environment. Abu Bakr Râzî, one of the rationalist philosophers of the History of Islamic Philosophy, seems to hold his mind before nature with his natural tendencies and rationality. In addition to giving a lot of work in the field of philosophy and theology, he also made a name for himself in the field of medicine and chemistry. In the West, he was known as the “Calinus of the Islamic World” and his works remained a source for centuries. Abu Bakr Razî divided the diseases into two physiologically and spiritually, and he classified medicine as et-tibbu-ruhanî and et-tibbu cesedani. It has established a relationship between mental health and body health. He also established a relationship between medical science and morality, and accepted that ethics and medicine could not be separated from each other and produced medical ethics. With these works in the field of medical ethics, he was considered as one of the first scholars in the field of medical ethics in the Islamic world. Razi, using its knowledge and experience related to chemistry in medicine, has made a significant progress in this field. Glycerin, alcohol, soda, vinegar acid, sulfur and nitric acid and mercury have been introduced in this area. It is also known that there are some drug preparations which he has not done before due to his mastery of chemical science. It is also a great improvement for their period when they try to treat these chemicals on animals before they are applied to humans. Through its revolutionary works of my own time, it has maintained its distinction to be an important scholar who shed light on the science of medicine for its own period as well as for centuries. In addition to being a source for later scholars, his works inspired him. |