Sekülerizm'in Kavramsal, Kuramsal ve Tarihsel Gelişimi

Autor: Aşkım ÖĞÜT MARANGOZ, Nurhan ULUÇ
Rok vydání: 2021
Předmět:
Zdroj: Volume: 4, Issue: 2 335-345
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
ISSN: 2667-4424
Popis: The concept of secularism first emerged during the reign of Byzantine Emperor Constantine I (272-337 AD) and rose again in the 14th century and beyond before emerging in the 16th century with the German priest, Martin Luther. The world view of Europe in the Middle Ages was based on religion and the church. The Roman Catholic Church, headquartered in Rome, was a particularly important authority that held political dominance, determined the principles of justice, and directed people’s thoughts and lives. Religion was incorporated into all spheres of society. As the representative of the Kingdom of God on earth, the Church gradually became more concerned with the earthly realm and indulgences to pardon sin. The Church became rich and expanded its lands. Disturbed by the deteriorating moral values of the church, Martin Luther started the Reform Movement by protesting against the Church for the return of Christianity to its origins. This movement, which led to the birth of Protestantism, brought with it a long struggle. The concept of secularism, which was mentioned in an article of the Westphalia Agreement made as a result of this struggle, has since been a constant subject of discussion. While the concept was used to distinguish civil law and church law at that time, today it comes to the fore both in Western civilization and in various parts of the world, with different meanings. What is interesting is that there is no concrete definition of such a controversial concept. Its use in different areas, with different meanings, has also expanded the meaning of the term; such that the legal, philosophical and sociological dimensions of the concept have been formed. The aim of this study is to examine the first true meaning of the concept in history, to determine for what purpose and in which sense it was used, to determine what situations led to conceptual confusion, and to provide a clearer understanding of the concept by clarifying the words that accompany the term as synonyms.
Sekülerizm, ilk olarak Bizans İmparatoru I. Konstantin (MS 272- 337) zamanında ortaya çıkmış olsa da kavram, 14. yüzyılda ve sonrasında varlığını göstermiş, 16. yüzyılda Martin Luther ile tekrar gündeme gelmiştir. Bilindiği üzere Ortaçağ’da Batı’nın dünya görüşü din ve kilise üzerine kuruluydu. Merkezi Roma’da bulunan Roma Katolik Kilisesi siyasi egemenliği elinde bulunduran, adalet ilkelerini belirleyen, insanların düşünce ve yaşayışına yön veren oldukça önemli bir otoriteydi. Din, toplumun tüm alanlarına dâhil edilmişti. Tanrı Krallığı’nın yeryüzündeki temsilcisi olan kilise, zamanla dünyevi alanla ve para karşılığı günah çıkartmayla daha fazla ilgilenir oldu. Kilise zenginleşti ve arazilerini genişletti. Kilisenin bozulan ahlaki değerlerinden rahatsızlık duyan Luther, Hıristiyanlığın aslına dönmesi için kiliseyi protesto ederek reform hareketini başlattı. Protestanlığın doğmasına sebep olan bu hareket, uzun süren bir mücadeleyi de beraberinde getirmiştir. Bu mücadele sonucunda yapılan Westfalya Anlaşması’nın bir maddesinde geçen sekülerizm kavramı o günden bugüne tartışma konusu olmuştur. Kavram, o zamanlar sivil hukukla kilise hukukunu ayırt etmek için kullanılırken günümüzde hem Batı medeniyetinde hem de dünyada farklı alanlarda, farklı anlamlarda gündeme gelmektedir. İlginç olan da bu kadar tartışılan bir kavramın henüz somut bir tanımının olmamasıdır. Farklı alanlarda, farklı anlamlarda kullanılması, terimin anlamını da genişletmiştir; öyle ki kavramın hukuksal, felsefi ve sosyolojik boyutları oluşmuştur. Bu çalışmada amaç, kavramın tarihteki ilk gerçek manasına ulaşmak, hangi anlamda hangi amaçla kullanıldığını tespit etmek, kavram kargaşasına yol açan durumların neler olduğunu belirlemek ve terime, eşanlamda eşlik eden kelimelere de açıklık getirerek, kavramın daha net anlaşılmasını sağlamaktır.
Databáze: OpenAIRE