Ehliyet Arızası Olarak Çocukluğun Damân Sorumluğuna Etkisi

Autor: AYDOĞDU, Ahmet Enes
Rok vydání: 2022
Předmět:
Zdroj: Issue: 8 19-41
Mevzu – Journal of Social Sciences
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi
ISSN: 2667-8772
DOI: 10.56720/mevzu.1102667
Popis: İslâm hukukunda kişinin mali olarak ödemek zorunda olduğu cezalar genel bir kavram olan damân kavramının kapsamına dâhil edilmektedir. Başlangıçta kefalet veya tazmin anlamlarında kullanılan damân terimi bir-çok tanımı yapılmakla beraber giderek kişinin genel mali yükümlülükleri şeklinde daha kapsayıcı bir anlam kazanmıştır. Damân kavramı kişinin genel mali yükümlülükleri olarak ele alındığında verilen bir zarardan veya akitlerden kaynaklanan mali sorumlulukların yanında kişinin ibadet olarak mükellef olduğu zekât, kefaret ve nezir için ödenen bazı mali bedelleri de kapsamaktadır. İslâm hukukunda şahsıların mallarına veya canlarına veri-len zararların tazmin veya diyet ile telafi edilmesi ve kişinin dinen mükellef olduğu bazı mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi genel bir prensiptir. İnsan hayatında bazı arızi durumlarda kişinin dini ve hukuki sorumlulukla-ra elverişli olması anlamına gelen ehliyet ortadan kalkmaktır. İnsanda do-ğuştan var olan veya sonradan meydana gelen bu arızi hallere ehliyet arıza-sı denilmektedir. Doğuştan var olan veya sonradan meydana gelen bu hal-ler kişinin dini ve hukuki olarak mükellef olduğu bazı sorumlukları ortadan tamamen kaldırmakta veya uygulanacak cezada hafifletilme yapılmasına sebep olmaktadır. Sabi gayr-i mümeyyiz ve sabi mümeyyizleri içeren çocuk-luk döneminde olmak İslam hukuku açısından ehliyet arızası olarak kabul edilmektedir. Çocukluk çağında olan kişilerin genel mali yükümlükler anla-mına gelen damân sorumluklarında bazı değişiklikler meydana gelmektedir. Örneğin Kendisine emanet bırakılan bir malı telef eden çocuk âlimlerin bazı-larına göre zararı tazmin etmesi gerekirken bazılarına göre her hangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Adam öldürme cezası olarak katilden ödenmesi istenen diyet cezasında katil çocuk olursa durum değişmektedir. Çoğunluk çocuğun işlediği cinayeti hata (en ölüdürme) kapsamında değer-lendirdiği için diyet çocuğun kendi malından değil âkilesi tarafından öden-mesi gerektiği savunmuştur. İbadet olarak mali bir sorumluluk olan zekât, söz konusu mükellef çocuk olduğunda bazılarına göre ödenmesi gerekirken bazılarına göre ödenmesine gerek yoktur.
In Islamic law, financial penalties that an individual is obliged to pay are evaluated within the scope of the general term ḍamān (liability for loss). At the beginning, the term was broadly used in the meaning of kafālat (bail) or tazmin (compensation). Over time, the term ḍamān has, although being diversely defined, obtained more comprehensive meaning that covers gen-eral financial liabilities of individuals. In being considered its meaning as individuals’ general financial liabilities, the term ḍamān includes some finan-cial ritual obligations (e.g., zakat (almsgiving), kafārat (expiation) and nazir (oblation)) along with financial ones that arise from property damages or contracts. In Islamic law, it is a general principle to atone for the damages that inflict on individuals’ properties or lives with tazmin (compensation) or diyāt (blood money) and to fulfil the financial obligations that believers are religiously obliged. Some accidental circumstances remove person’s active legal capacity (ahliyyat al-adā) that normally makes the person liable for reli-gious and legal obligations. The accidental circumstances that either congen-itally exist or subsequently occur are known as impediments to legal capaci-ty. These circumstances result either some religious and legal obligations of an individual in completely removing or the punishment to be applied in mitigating. The childhood period that includes infancy (gayr al-mumayyiz) and age of discretion (mumayyiz) are also acknowledged as impediments to legal capacity in Islamic law. The general financial obligations of individuals in their childhood demonstrate some differences in terms of their ḍamān lia-bilities. For example, the opinions of scholars demonstrate divergencies re-garding the liability of ḍamān for a child who damages the property entrust-ed to him. Some scholars state that the child should compensate his damage while others assert that the child does not have any liabilities because of his damage. The situation also changes in the payment of the blood money pun-ishment if the murderer is a child. Since the majority of scholars evaluate the murder committed by a child within the scope of unintentional killing, they state that the blood money has to be paid by his kinsmen (‘āqila) but not from the child’s own property. As for the payment of almsgiving as a finan-cial ritual on behalf of a child, some scholars consider its payment as neces-sary from the child’s property while others do not acknowledge its payment as a compulsory liability.
Databáze: OpenAIRE