DUYGULAR BAĞLAMINDA DİN DUYGUSU VE DİNÎ DUYGULAR

Autor: Hasan Kayiklik, Ali Koçak
Rok vydání: 2019
Předmět:
Zdroj: Volume: 19, Issue: 2 685-713
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD)
ISSN: 2564-6427
DOI: 10.30627/cuilah.537993
Popis: Religiouslife is integrated with cognitive, emotional and behavioral content. Thereligious sentiment in the individual is at the root of many religiousbehaviors in both cognitive and behavioral dimensions. The wide influence ofreligious rules in human life is closely related to the emotional character offaith. It can be quite difficult to change the thoughts and behaviors of theindividual acting with his emotions. The attachment of human to his religion isrelated to the sentiment of religion rather than the rationalization level ofthe religion believed. The aim of this study is to examine the religioussentiment which is at the core of religious belief in the context of emotions.It is also within the scope of this study where religious feelings such asreligious fear, religious love, religious hope and religious attachment can bepositioned in the context of basic emotions. Since it is considered suitablefor the purpose, a theoretical method has been adopted and it is planned todescribe the subject by literature review and analysis of the obtained sources.The reasons for this study are the lack of studies in the local literatureabout how religious emotions appearing in religious life and on the basis ofbasic emotions. However, the rarity of studies on the religious sentiment inthe fields of psychology and psychology of religion can be considered both as ajustification of this research and as an indicator of the difficulty ofstudying the subject. Different images of the religious sentiment appear insome definitions and theories of religion. When some theories about the originsof religion are examined, it is seen that these theories contain some emotionalelements. The presence of emotions such as fear, respect and exaltation in thetheory of animism, which implies vitality to events and objects, has attractedattention. Similarly, in the theory of naturism, fear comes to the fore. In thetheory of disposition, there is an innate religious sentiment in human. It isargued that human beings are born in a way that is ready for faith with hiscognitive and emotional abilities. The feelings of trust, fear, hope, love andattachment, which are experienced intensively in religious life, and moralemotions such as conscience, compassion and justice are important experiencesthat nourish the religious sentiment. Therefore, it is tried to describe therelationship of these feelings with the religious sentiment.As a result of theliterature review, two issues regarding religious sentiment and religiousemotions come to the fore: The first of these is that the religious sentimentis a transcendent essence of the faith in the personality of the individual.The reason why this essence in human is expressed as a religious sentiment isthat the concepts of emotion or feeling contain the most appropriate meaningsthat can be used for this essence. The religious sentiment plays an importantrole in determining the quality of the individual's religious life byfunctioning with both cognitive and behavioral activity. The second point isthat the religious feelings in the religious life are not the basic emotions,but rather the combination of the basic emotions such as love, fear, hope,loyalty with the religious sentiment. The distinctive aspect of these(religious) emotions is that they are felt deeper and longer lasting than basicemotions.
Dinî yaşayış bilişsel, duygusal ve davranışsal içeriklerle bir bütünlük arz etmektedir. Bireydeki din duygusu hem bilişsel hem de davranışsal boyuttaki birçok dinî davranışın kökeninde yer almaktadır. Dinî kuralların insan hayatında geniş ölçüde etkili olması, inancın duygusal karakteri ile yakından ilgilidir. Duyguları ile hareket eden bireyin, düşüncelerinin ve davranışlarının değişmesi oldukça zor gerçekleşmektedir. İnsanın dinine bağlılığı, inanılan dinin rasyonelleştirilme düzeyinden çok, din duygusuyla ilgilidir. Bu çalışmanın amacı, dinî inancın özünde yer alan din duygusunu duygular bağlamında incelemektir. Aynı zamanda dinî yaşayışa eşlik eden dinî korku, dinî sevgi, dinî ümit ve dinî bağlanma gibi dinî duyguların temel duygular zemininde nerede konumlanabileceğini belirlemeye çalışmak da bu çalışmanın amaçları içerisindedir. Amaca uygunluğu açısından teorik desenli bir yöntem benimsenmiş olup, literatür taraması ve elde edilen kaynakların analiz edilmesi ile konunun betimlenmesi planlanmaktadır. Yerli literatürde din duygusu ve dinsel yaşayışta tecrübe edilen dinî duyguların temel duygular ekseninde nasıl konumlanabileceğine yönelik çalışmalara rastlanılmaması, bu çalışmanın gerekçelerindendir. Fakat psikoloji ve din psikolojisi alanlarında din duygusuna dair çalışmaların kısıtlılığı, bu araştırmanın hem gerekçesi hem de konunun çalışılma güçlüğünün bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Din duygusunun farklı görüntüleri bazı din tanımlarında ve teorilerde de karşımıza çıkmaktadır. Dinin kökenlerine dair bazı teorilere bakıldığında bu teorilerin birtakım duygusal unsurlar içerdiği görülmektedir. Olay ve nesnelere canlılık atfedilmesi anlamına gelen animizm teorisinde korku, saygı ve yüceltme gibi duyguların varlığı dikkat çekmiştir. Natürizm teorisinde de benzer şekilde korku hissi ön plana çıkmaktadır. Fıtrat teorisinde doğuştan insanda bir din duygusunun varlığı vurgulanmakta, insanın bilişsel ve duygusal donanımları ile inanca hazır bir şekilde dünyaya geldiği savunulmaktadır. Dinî yaşayış içerisinde yoğun olarak tecrübe edilen güven, korku, umut, sevgi ve bağlılık gibi duygularla vicdan, merhamet ve adalet gibi ahlâkî duygular, din duygusunu besleyen önemli deneyimlerdir. Bu sebeple söz konusu duyguların din duygusuyla ilişkileri tasvir edilmeye çalışılmıştır. Literatür taraması ile ulaşılan kaynakların değerlendirilmesi sonucunda din duygusu ve dinî duygulara dair iki husus öne çıkmaktadır: Bunlardan ilki din duygusunun, bireyin kişiliğinde yer edinmiş dinî inancın aşkın bir özü olduğu yönündedir. İnsandaki bu özün din duygusu olarak ifade edilmesinin nedeni ise duygu ya da his kavramlarının, bu öz için kullanılabilecek en uygun anlamları içermesinden ileri gelmektedir. Din duygusu, insanın hem bilişsel hem de davranışsal aktivitesi ile işleyerek bireyin dinî yaşayışının niteliğini belirlemede önemli bir rol oynamaktadır. İkinci öne çıkan husus ise, dinî yaşayışta oluşan dinî duyguların temel duygular olmadığı, aksine sevgi, korku, ümit, bağlılık vb. temel duyguların özdeki din duygusu ile kombinasyonu neticesinde ortaya çıktığı fikridir. Bu duyguların ayırt edici yönü ise temel duygulara oranla daha derin ve daha uzun süreli hissedilmeleridir.
Databáze: OpenAIRE