ENDÜLÜSLÜ ŞAİR İBN HAFÂCE’NİN TABİAT ŞİİRLERİ

Autor: Esat Ayyildiz
Rok vydání: 2021
Předmět:
Zdroj: Volume: 21, Issue: 1 142-160
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD)
ISSN: 2564-6427
DOI: 10.30627/cuilah.820409
Popis: Abū Isḥāq Ibrāhīm b. Abī al-Fatḥ Ibn Khafādja, who developed nature poetry to a great level of composition, was one of the most renowned poets of al-Andalus. Ibn Khafādja was born in 450/1058 in Djazira Shuḳr where he spent most of his life. He was wealthy enough to not compose panegyrics for important men or patrons in order to get some favor from them. Therefore he could find enough time and energy to focus on the nature poetry. He is considered the most prominent of the many poets of al-Andalus who composed nature poetry. His original and beautiful descriptions of mountains, rivers, streams, gardens, trees, fruits and flowers won him the soubriquet of al-Djannān (the gardener). He was also nicknamed al-Ṣanawbarī of al-Andalus. Ibn Khafādja drew much of his inspiration from his predecessors such as al-Buḥturī, al-Ṣanawbarī, al-Sharīf al-Raḍī, ʿAbd al-Muḥsin al-Ṣūrī and Mihyar al-Daylamī. On the other hand he influenced his successors such as his nephew Ibn al-Zaḳḳāḳ. The theme of the nature dominates his diwan, which was compiled by the poet himself at the age of sixty-four in his own idiosyncratic way. Ibn Khafādja generally personalizes the nature in his poetry and concentrates on human feelings such as missing, sadness, homesickness, and melancholia. Nature was used as main theme in his poetry, not as a background for scenes of love, carouse or journey. It is possible to say that he is an important representative of rawḍiyyât poetry in al-Andalus because he deals with the theme of garden. One of Ibn Khafādja’s greatest advantages was that he lived in al-Andalus, which had a truly wonderful nature. The gardens of al-Andalus were seen as a well-deserved reward for the desert dwellers, who have crossed North Africa to settle in a warmer climate. It is obvious that Spain was considered by the Arabs as a reflection of the divine heaven on earth. In one of his poems, Ibn Khafādja advises the people of al-Andalus not to be afraid of going to hell, because it is not possible to go to hell after the paradise. It is possible to say that Ibn Khafādja is the harbinger of a new beginning in Andalusian poetry. According to some literary historians, his change in Andalusian poetry is linked to his perception of nature or his particular approach to the world. Ibn Khafādja’s approach to major existential problems such as youth and old age, life and death, and his tendency to concretize them are extremely striking. This existential attitude reflects an original, rich and profound mind in his more sophisticated poems. Likewise, Ibn Ibn Khafādja’s uniqueness in this matter has a privileged position in terms of vocabulary, style and syntax. In this study, nature poetry of Ibn Khafādja and his poetical style are examined with a scientific method. In addition to this, a number of examples of his outstanding poems are given.
Tabiat şiirlerini yüksek bir nazım seviyesine ulaştıran Ebû İshak İbrahim b. Ebî’l-Feth İbn Hafâce, Endülüs’ün en meşhur şairlerinden biriydi. İbn Hafâce 450/1058 senesinde, ömrünün büyük bir kısmını geçireceği Cezîratu Şukr’da dünyaya gelmiştir. O, mühim şahıslar ve hamiler için, onlardan gelecek ihsanların beklentisiyle methiyeler nazmetmeyecek kadar zengindi. Bu sayede tabiat şiirlerine odaklanmak için gerekli zamanı ve enerjiyi bulabilmişti. Tabiat şiirleri nazmeden Endülüslü pek çok şairin arasındaki en önemli kişinin, İbn Hafâce olduğu kabul edilmiştir. Dağları, ırmakları, akarsuları, bahçeleri, ağaçları, meyveleri ve çiçekleri, orijinal ve güzel şekilde betimlemesi, ona el-Cennân (Bahçıvan) lakabını kazandırmıştır. Aynı zamanda kendisine Endülüs’ün Senevberî’si mahlası da verilmiştir. İbn Hafâce ilhamlarının büyük bir çoğunluğunu, el-Buhturî, es-Senevberî, eş-Şerîf al-Radî, ʿAbdu’l-Muhsin es-Sûrî ve Mihyâr ed-Deylemî gibi seleflerinden almıştır. Buna mukabil olarak yeğeni İbnu’z-Zekkâk gibi haleflerini de etkilemiştir. Nevi şahsına münhasır bir yolla, altmış dört yaşında bizzat kendisi tarafından tedvin edilen divanında, doğa teması baskın konumdadır. İbn Hafâce şiirlerinde genellikle doğayı kişileştirmekte ve özlem, üzüntü, sıla hasreti ve melankoli gibi insana has duygulara yoğunlaşmaktadır. Doğa onun şiirlerinde, aşkın, içki meclisinin yahut yolcuğun bir arka planı olarak değil, bilakis bir ana tema olarak kullanılmaktadır. Bahçe temasını işlemesi hasebiyle, onun Endülüs’teki ravdiyyât şiirlerinin mühim bir temsilcisi olduğunu söylemek mümkündür. İbn Hafâce’nin en büyük avantajlarından birisi, gerçekten de harika bir doğaya sahip olan Endülüs’te yaşamış olmasıdır. Endülüs’ün bahçeleri, daha ılıman bir iklime yerleşmek için Kuzey Afrika’yı boydan boya geçmiş olan çöl sakinleri için hak edilmiş bir ödül olarak görülmektedir. İspanya’nın Araplar tarafından, ilahî cennetin dünyadaki bir yansıması olarak tahayyül edildiği aşikârdır. İbn Hafâce bir şiirinde, Endülüs halkına cehenneme girmekten korkmamalarını, zira cennetten sonra cehenneme girilemeyeceğini salık vermektedir. İbn Hafâce’nin Endülüs şiirinde yeni bir başlangıcın müjdecisi olduğunu söylemek mümkündür. Bazı edebiyat tarihçilerine göre, onun Endülüs şiirinde gerçekleştirdiği değişim, doğayı ele alışıyla yahut dünyaya ilişkin muayyen yaklaşımlarıyla bağlantılıdır. İbn Hafâce’nin gençlik ve yaşlılık, yaşam ve ölüm gibi belli başlı varoluşsal sorunlara yaklaşımı ve bunları somutlaştırma eğilimi son derece dikkat çekicidir. Söz konusu varoluşsal tutum, daha sofistike şiirlerinde, orijinal, zengin ve derinlikli bir zihni yansıtmaktadır. Keza İbn Hafâce’nin bu husustaki özgünlüğü, dağarcık, üslup ve sözdizimi açısından da ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Bu makalede, İbn Hafâce’nin tabiat şiirleri ve şiirsel üslubu bilimsel bir metotla tetkik edilmiştir. Bunun yanı sıra onun öne çıkan birkaç şiirinden örnekler sunulmuştur.
Databáze: OpenAIRE