Popis: |
Uluslararası ilişkilerde hukukun üstünlüğü esas alınarak diplomasi ve müzakere yoluyla sorunlara çözüm bulma, dünyamızın güvenliği için vazgeçilmez bir olgudur. Dolayısıyla yerkürede adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için uluslararası aktörlerin art niyet taşımadan dürüst olmaları gerekmektedir. Diplomatik faaliyetlerde karşı taraf, menfi tavırlar sergilediği hâlde Hz. Peygamber’in (sav) ilkelerinden vazgeçmediği, hiçbir diplomatı kötü muameleye tabi tutmadığı ve elçiye zeval yoktur ilkesini hukuki bir zemine yerleştirdiği anlaşılmıştır. Bu çalışmada yapılan tespit ve varılan sonuçlarla Hz. Peygamber’in (sav) diplomatik faaliyetlerinin insani diyalog, erdemlilik, mazlumları himaye etme, dostluk kurma, barışçıl olma ve ihsan gibi erdemli ilkeler çerçevesinde gerçekleştiği görülmüştür. Nitekim Hz. Peygamber risaletin ilk dönemlerinden itibaren bölge insanları için dini ve ticari bir merkez olan Mekke’nin bütün diplomatik kanallarını bu hedef için kullanmıştır. Bu çalışmayla Hz. Peygamber’in (sav) İslam’a davet mektuplarında diplomatik temsil kriterlerini üst düzeyde tuttuğu, devletlerarası diplomatik mesajların doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için diplomatlarda diksiyon, güzel fiziki yapı, öz güven, coğrafi bilgi gibi temel kriterler aradığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca Hz. Peygamber’in (sav) diplomatik yazışmalarda küresel ve bölgesel aktörleri dünyada ve ahirette saadete ulaşabilmeleri için Müslüman olmaya davet ettiği, insanları kendilerine kul etmenin kötü sonuçları hususunda uyardığı anlaşılmıştır. Finding solutions to problems through diplomacy and negotiation in international relations on the basis of the rule of law, is an indispensable fact for the security of our world. Therefore, in order to ensure a universal, fair and lasting peace in the world, international actors need to be honest without any arrière-pensée. It was understood that Prophet Muhammad (Peace Be upon Him) did not give up the principles, not mistreated any diplomat on the diplomatic activities and implemented the principle of ‘do not kill the messenger’ even when the other party displayed negative attitudes. According to the findings and conclusions of this study, the diplomatic activities of the Prophet Muhammad (PBuH) were realized within the framework of virtuous principles such as humanitarian dialogue, virtue, patronage of the oppressed, establishing friendship, being peaceful and beneficence .As a matter of fact, the Prophet Muhammad (PBuH) used all the diplomatic channels of Mecca, which had been a religious and commercial center for the people of the region since the first years of Islam. In this study, it was revealed that the Prophet Muhammad implemented the criteria of diplomatic representation at the highest level in the letters of invitation to Islam, and in assigning diplomats to other countries he looked for basic criteria such as diction, beautiful physical structure, self-confidence and geographical information. In addition, it was understood in the diplomatic correspondence that the Prophet Muhammad invited the global and regional actors to become Muslims in order to attain happiness in the world and the hereafter and he warned people of the bad consequences of turning humans into slaves. |