Popis: |
Background and Aims: Gastroesophageal reflux is the most frequent disease affecting the esophagus. The purpose of this study was to determine if there has been any change in esophagitis detection rates in recent years. Materials and Methods: All 63,854 upper gastrointestinal endoscopies performed at Ankara University, Gastroenterology Department, Ibn-i Sina and Cebeci Endoscopy Centers, between 1990 – 2008 were analyzed retrospectively. Grading for esophagitis was done using Savary – Miller Classification until 1999, after which the Los Angeles Classification was used. Age, sex, and other endoscopic findings like hiatal hernia, duodenal ulcer, bulbar deformity, gastric ulcer, pyloric stenosis, apical stenosis, gastric operations, gastritis, and alkaline reflux were recorded. Results: Of these 63,854 cases, 52.9% were women. The mean age was 46.75 (15-98). Esophagitis was detected in 10,275 (16.1%) cases. Severity was grade I in 61.9%, II in 26.5%, III in 8.1%, and IV in 3.4%. Esophagitis frequency and severity increased with age ( Giris Mide iceriginin ozofagusa gecmesi fizyolojik bir olaydir. Ozofagusa gecen mide iceriginin rahatsizlik yaratmasi veya ozofagus hasarina neden olmasina Gastroozofageal Reflu Hastaligi (GORH) denir. Gelisimindeki en onemli unsur reflu onleyici mekanizmalarin bozulmus olmasidir. Gastroozofageal Reflu Hastaligi toplumda sik gorulen, hayat kalitesini olumsuz etkileyen ve saglik sistemine giderek daha fazla yuk olan pahali bir hastaliktir (1, 2). Hastaligin seyrinde, Barret ozofagusu, hemoraji, striktur, perforasyon ve kanser gelisimi gibi ciddi komplikasyonlar gelistigi bilinmektedir. Yetiskinlerin %15-44'unde ayda bir, %20'sinde haftada bir, %7'sinde gunde bir kez reflu semptomlari goruldugu bildirilmistir. Bati toplumunda ust sindirim sistemi endoskopisi yapilan hastalarin %15-25'inde ozofajit bulundugu raporlanmistir. Asya'dan yapilan calismalarda ise bu sikligin %0.8-16.3 gibi cok daha az siklikta goruldugu bildirilmekte ve batililasmayla beraber sikligin giderek arttigi iddia edilmektedir (3). Son yillarda hem hekim ve hastalarin farkindaliginin artmasi ile daha fazla tani konmasi, hem de prevalansinda gercek bir artis oldugu bildirilmektedir. Gastroenterolojistlerin %90'i ve aile hekimlerinin %67'sinin gorusunun prevalansin arttigi yonunde oldugu bildirilmistir (4). Bu calismanin amaci ulkemizde yillar icinde ozofajit sikliginda degisiklik olup olmadigini degerlendirmektir. Gerec ve Yontem Ankara Universitesi Gastroenteroloji Bilim Dali Ibni Sina Hastanesi ve Cebeci Klinigi Endoskopi merkezlerinde 1990 – 2008 yillarinda yapilan 63854 ust gastrointestinal sistem endoskopisi sonucu retrospektif olarak degerlendirildi. Calismaya alinan vakalar, islem endikasyonu ve tekrar endoskopi olup olmamasi gozetilmeden alindi. Ozofajit derecelendirmesi 1999'a kadar Savary-Miller ve 1999`dan itibaren Los Angeles siniflamalarina gore yapilmisti (Tablo 1). Hastalarin yaslari, cinsiyeti ve ozofajite yandas endoskopik bulgulari (hiatus hernisi, duodenal ulser, bulbus deformitesi, gastrik ulser, pilor stenozu, apikal darlik, mide operasyonu, gastrit, safra gastriti, ozofagus ve mide kanseri) kaydedildi. Istatistik analizler icin SPSS 13.0 paket programi kullanildi. Anlamlilik degeri p |