Popis: |
İnsanoğlu varoluşundan itibaren kendi yaşamına ait öğeleri bir yüzey üzerine aktarma ihtiyacı hissetmiştir. Bu öğeler kimi zaman çevresine değer katma amacıyla kimi zaman ise yok olmaya karşı ölümsüzleşme arzusuyla yapılmıştır. Bireyin ayırt edici en temel özelliklerini yansıtan portreler ise bir ölümsüzleştirme pratiği ve ifade biçimi olarak sanat alanındaki varlığını uzunca bir süredir devam ettirmektedir. Portreler fiziksel olarak ayırt edici özellikleri sunmasının yanı sıra, ele alınan kişiye ilişkin misyonu taşıyıcı bir rol de üstlenmektedir. Her ne kadar kavram olarak ele alınan kişinin kimliğini yansıtan bir tür olarak kabul edilse de çağın değişen ihtiyaçlarına, üslupsal eğilimlere ya da bakış açılarına göre bağlamı sürekli bir biçimde değişime uğramaktadır. Özellikle değişen dünya koşulları ve buna koşut olarak yaratılan yeni plastik değerlerle geleneksel yaklaşımlardan uzaklaşan portrelerin kimliği yansıtan misyonunun yerini anlık dışavurumların aldığı görülmektedir. Portreler, biçim-içerik yönünden geçirdiği evrim neticesinde, yapılış anına ilişkin saptanan verilerin taşıyıcısı durumundan, sanatçının bakış açısının ön plana çıktığı, yalnızca plastik bir düzenleme ya da ele alınan model üzerinden mesaj ileten bir aygıta dönüşmektedir. Portrelerin dışavurumcu yaklaşım ile kimliğinden soyutlanma sürecini ele alan bu makale, portre sanatının ilk örneklerden başlayarak, süreç içerisinde geçirdiği biçimsel değişimleri ve kimliğe ilişkin sorunları örnek çalışmalarla analiz ederek, günümüz portrelerindeki deforme etme eğilimini nedenleriyle birlikte ortaya koymayı amaçlamaktadır. |