Popis: |
Türkçede geçişlilik her ne kadar anlamsal bir olgu olarak tanımlansa da çoğunlukla katı söz dizimsel bir ölçüte, yani en az iki üyeli fiillerin cümlede sadece yükleme durumunda Nesne almasına bağlanmıştır. Geçişliliğin farklı söz dizimsel yapı ya da durum çerçeveleriyle kodlanabileceği göz ardı edilmiş ve tek tip geçişlilik tasarlanmıştır. Ancak geçişliliğin farklı dereceleri vardır ve fiilleri katı söz dizimsel bir ölçüte dayanarak geçişli ve geçişsiz diye iki keskin sınıfa ayırmak mümkün değildir. İki (2) ve üç (3) üyeli fiiller az ya da çok, yüksek ya da düşük geçişlidir ve geçişlilik ölçeğinde hiyerarşik olarak sıralanır. Diller geçişliliği imkânları ölçüsünde belirli formal yapılarla kodlar. Türkçede geçişlilik, yabancı dillerin geçişlik kodlama imkânlarına koşut biçimde [YAL-YÜK] durum çerçevsine indirgenmiştir. Türkçenin diğer dillere nispeten geçişliliği farklı kodlama imkânları vardır. Bu çalışmada Türkçenin diğer dillere nispeten geçişliliğin farklı derecelerini anlamsal geçişliliğe koşut biçimde formal olarak farklı durum çerçeveleriyle kodladığı iddia edilmiştir. Geçişli ve geçişsiz fiil ayrımında geleneksel olarak kullanılan ölçütlerin Türkçe geçişliliği tanımlayamadığı, geçişlilik kodlamanın yükleme durum ekli tamlayıcıyla kısıtlanamayacağı ileri sürülmüştür. Lazard’ın (1998: 235-245), “bir dilde iki tamlayıcı ya da katılanlı farklı cümle yapıları varsa birden fazla geçişlilik yapısı vardır” görüşünden hareketle Türkçede iki katılanlı yapıların prototip geçişliliğe nispeten az ya da çok geçişli olarak sınıflandırılabileceği iddia edilmiştir. |