Popis: |
Fıkıh usulünün dil ve yorum bahislerinde yer alan konulardan biri âmm lafızlardır. İlk dönemlerde umum ifadelerin tanımına, varlığına ve kapsamına dair tartışmalar yer alırken Gazzâlî sonrasında klasik mantığın konularından olan tümeller de tartışmada yerini aldı. Bu makale âmm lafızların gönderimde bulunduğu anlamın tümelliğini sorgulamakta ve klasik sonrası usul düşünürlerinin umum-tümel ilişkisine dair teorik açıklamalarını incelemektedir. Makalenin iddiası şudur: Fıkıh usulünün elfâz bahislerinde ele alınan umum ifadelerin tümellere delâletini savunan ve bunu dilin zihnî suretlere vaz olunmasına bağlayan ilk usulcü Gazzâlî’dir (ö. 505/1111). Fahreddin er-Râzî (ö. 606/1210) ve sonraki dönem usulcüler ise âmm lafızların tümelliğini kabul etmemiş sadece fertleri arasında tümel bir anlamın var olduğunu savunmuştur. Aynı düşünceyi devam ettiren Karâfî (ö. 684/1285), İsfahânî (ö. 688/1289) ve Sübkî (ö. 771/1370), İbn Sînâ’nın (ö. 428/1037) etkisiyle umum ifadeleri tümel önermeler olarak değerlendirirken Teftâzânî (ö. 792/1390) kapsam kavramı üzerinden hem tüm hem tümel olarak görmüştür. Her iki farklı anlayışın öğretilerini eklektik bir tavırla inceleyen Cem‘u’l-cevâmi‘ üzerine şerh ve haşiye yazan usulcüler ise tüm, tümel ve tümel önerme olmak üzere üç farklı kabul sergilemiştir. |