Popis: |
Amaç: Bu çalışma, Türkiye’deki mevcut hekim sayısı ve çeşitliliği ile ilgili sorunları analiz ederek ihtiyaçlara yönelik hekim yetiştirebilmek maksadıyla tıp eğitimindeki stratejik hedeflerin yeniden tartışılmasını sağlamak ve ülke ihtiyaçlarına yönelik yeni bir tıp eğitim modeli ortaya koymak amacıyla planlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma, tanımlayıcı tipte metodolojik bir araştırmadır. Araştırmanın verileri literatür taraması, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı istatistik yıllıkları, Dünya Sağlık Örgütü ve Yüksek Öğretim Kurumu verilerinden elde edilmiştir. Elde edilen veriler, tablolaştırılarak gruplar halinde sunulmuştur. Önerilen yeni tıp eğitimi modeli şemalaştırılarak sunulmuştur. Bulgular: Ülkemizde 2020-2021 eğitim öğretim yılında tıp fakültelerine 19.151 öğrenci kayıt yaptırmıştır ve 103.170 öğrenci eğitimine devam etmektedir. Uzmanlık eğitimine yönelme, birinci basamakta hekim (özellikle aile hekimi ve işyeri hekimi) açığını da artırmaktadır. Türkiye’de 2020 yılı itibariyle 49.760’ı pratisyen, 88.127’si uzman ve 33.372’si asistan hekim olmak üzere toplam 171.259 hekim bulunmaktadır. Son 11 yıllık süre içerisinde hekim sayısı yaklaşık %40 oranında artmıştır. Ancak bu artışta asistan hekimlerin sayısı pratisyen hekimlere oranla yaklaşık 2 kat daha fazla artmıştır. Pratisyen hekim sayısı bazı yıllarda artmak bir yana azalmıştır. Uzman hekim sayımız giderek artarken birinci basamak sağlık hizmetlerini sunacak olan hekim sayısı yeterli değildir. Tıp eğitimi 6 bölüm (aile hekimliği, toplum hekimliği, dahili tıp, cerrahi tıp, acil tıp, temel tıp) halinde sürdürülmeli, 4 yıllık lisans eğitiminin üzerine 2 yıl uygulamalı eğitim (yüksek lisans) ile her bölümde etkin ve yetkin hekim yetiştirilmelidir. Ayrıca lisans eğitimini tamamlamış olanlara “hekim yardımcısı” unvanı verilerek alanında hem aktif olarak çalışmalı (ücretli-kadrolu) hem de eğitimine devam etmelidir. Böylece hem hizmet üretimi sağlanırken hem de usta-çırak yöntemi ile daha etkin bir uygulama eğitimi gerçekleştirilmiş olacaktır. Bu hekimler isterlerse, kendi alanlarında uzmanlık eğitimi alıp uzman hekim olabilirler. Bu şekildeki uzmanlık eğitimi daha kısa sürede ve daha etkili şekilde yapılabilecektir. Sonuç: Tıp eğitimi, tek bölüm halinde sadece pratisyen hekim yetiştirmeye odaklandıkça hekim ihtiyacı karşılanamayacağı gibi her yıl giderek artacaktır. Bu nedenle; Tıp eğitimi 6 bölüm halinde verilmeli ve bu bölümlerin kontenjanları her üniversitenin öğrenci yetiştirme kapasitesine göre ayrı ayrı belirlenmelidir. Tıp eğitimindeki bu değişimi önceden gören ve uygulayan ülkeler diğerlerinden önde olacaklardır. Bölümler halinde yapılacak tıp eğitimi sonucunda hekim yardımcısı, hekim ve uzman hekim şeklinde bir hiyerarşik yapıyla daha verimli ve kaliteli bir hizmet sunmak mümkün olacaktır. |