Popis: |
İslam hukuk düşüncesinde aklın fonksiyonu, etki alanı ve sınırları oldukça önemli bir meseledir. Mütekaddim döneme ait fıkıh usulü eserlerinde akıl ve akıl ile alakalı pek çok mevzu ilk dönemlerden itibaren muhtelif tartışma konularıyla irtibatlı olarak ele alınmıştır. Aklın dini hukukun oluşumundaki fonksiyonu ve sınırı ile ilgili en fazla veriyi de şerʿî bildirimin olmadığı toplumlarda eylemlerin hükmü ile ilgili tartışmada bulmaktayız. Hüsün-kubuh meselesinin en somut semeresi olan bu tartışmada mezheplerin aklın fonksiyonu ile ilgili görüşleri açıklığa kavuşmaktadır. Şerʿî bildirimin olmadığı zaman diliminin hayalî (farazî) mi yoksa hakikî mi olduğu tartışması bir yana mezheplerin bu hususta belirttikleri görüşleri ile İslam hukuk düşüncesinde ahkamın kaynağı, hukukun (teklifin) başlangıcı ve hukuk-mülkiyet ilişkisi hakkında da bilgi edinmekteyiz. Can güvenliği, hürriyet ve mülkiyet gibi en temel hakların uhrevî sorumluluk getiren hukukî niteliğe sahip olabilmesi için şerʿî bildirimin varlığını şart koşan Eşʿarîler ile aklın doğası gereği birtakım hükümleri idrak edebileceğini savunan Muʿtezile arasında cereyan eden bu tartışmayla İslam’da doğal hukukun varlığı ile ilgili görüş sarf edebilme imkanını bulmaktayız. Arka planında hem fıkhın hem de kelam ilminin olduğu bu tartışmayı mezheplerin görüşlerinin daha berrak olduğu mütekaddim dönemle sınırlı tuttuk. |