Popis: |
Sağlıklı psikolojik, sosyal ve kişilik gelişimiyle toplumumuzun kalkınma çabasına ivme kazandıracak olan çocuklarımızın temel gereksinim ve ihtiyaçlarının tespit edilerek karşılanması, gelişen çağımızın ekonomik, kültürel ve toplumsal yapısına yönelik olarak gelecekte karşılaşılacak olası sorunların da en aza indirgenmesiyle doğru orantılıdır. Bu nedenle sosyal risk altındaki çocukların topluma kazandırılmasına yönelik etkili eğitim programlarının sanatın çok yönlü anlayışı çerçevesinde değerlendirilerek, eleştirel düşünme becerilerinin gelişimine odaklanan bir görsel sanatlar eğitimi programı ile çocukların risk faktörlerinden kaynaklanan psikolojik, zihinsel ve sosyal problemlerinin azaltılabileceği düşünülmektedir. Bu düşünceden hareketle araştırmada, sosyal risk altındaki çocukların eleştirel düşünme becerileri ile davranışları arasındaki ilişkinin görsel sanatlar eğitimi yoluyla çözümlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma nicel ve nitel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma yöntem çalışmasıdır. Araştırmanın deneysel olarak düzenlendiği nicel araştırma yaklaşımında, deneme öncesi modellerden tek grup ön-test-son-test modeli kalıcılık testi de uygulanarak kullanılmıştır. Araştırmanın durum çalışması modelinde düzenlendiği nitel araştırma yaklaşımında ise, durum çalışması modellerinden bütüncül tek durum deseni kullanılmıştır. Araştırma, geliştirilen sosyal risk faktörleri belirleme kriterleri doğrultusunda anne ve babası boşanmış ya da ayrı yaşayan, anne ya da babadan herhangi biri ya da her ikisi de hayatta olmayan, maddi imkânsızlık, göç, sağlık problemleri, aşırı saldırganlık eğilimi, akademik başarısızlık ve yaşanılan çevre gibi çeşitli nedenlerle risk altında olduğu tespit edilen 54 kişilik (27 kız, 27 erkek) bir örneklem üzerinde yürütülmüştür. Araştırmada nicel veriler, görsel sanatlar eğitiminin kazanımları ve ilgili hedef davranışlarla ilişkili olarak geliştirilen ve 20 sorudan oluşan geçerliği ve güvenirliği saptanmış sanat eleştirisi hedef davranış ölçeği (SEHDÖ) ile toplanmıştır. Nitel veriler ise, ders planları kapsamında geliştirilen sınıf içi etkinlikler, uygulama ve eleştirel boyut olmak üzere iki aşamalı olarak geliştirilen performans görevi ve öz değerlendirme formları ile elde edilmiştir. Nicel verilerin analizinde, gözlenen farklılıkların anlamlı olup olmadığını belirlemek için tekrarlı ölçümler için tek faktörlü ANOVA sonuçları incelenmiş ve bu farklılıkların hangi değişkenlerden kaynaklandığını belirlemek için `Bonferroni testi` yapılmıştır. Nitel verilerin analizinde ise, araştırmanın amacına yönelik olarak içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, sosyal risk grubu öğrencilerinin başlangıçta `biraz yeterliyim` şeklinde değerlendirdikleri beceri düzeylerini uygulanan görsel sanatlar eğitimi sanat eleştirisi programı sonrasında `oldukça yeterliyim` puan aralığına yükselttikleri tespit edilmiştir. Ayrıca uygulama bittikten 5 hafta sonra kalıcılık testi olarak tekrar uygulanan SEHDÖ'nin geneli ve tüm alt faktörleri için sosyal risk grubu öğrencilerinin ölçüm sonuçlarının farklılaşmadığı, yani öğrencilerin görsel sanatlar eğitimi yoluyla kazandıkları eleştirel düşünme becerilerinin etkisinin, uygulama sonrasında da devam ettiği ve öğrenmenin kalıcı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca araştırma sonuçları uygulanan sanat eleştirisi programının ve bu kapsamda görsel sanatlar eğitiminin, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerinin gelişimi için kullanılabilecek etkili ve verimli bir öğrenme alanı olduğunu göstermesinin yanında; öğrencilerin ailelerine, bakış açılarına, sorunlarının çözümüne, kişilik gelişimlerine ve derslerine yönelik kazanımları günlük yaşamlarına uyarlayabilecekleri hedef davranışlarla ilişkilendirebilecekleri gelişimsel bir süreç izlediklerini göstermiştir. Diğer taraftan araştırma sonuçları uygulanan sanat eleştirisi programının sosyal risk grubu öğrencilerinin sorun çözme, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurma, olayları yorumlayarak bakış açılarını ortaya koyma ve sanat yoluyla kazandıkları becerileri sorunlarının çözümünde etkili bir şekilde kullanabilme gibi üst düzey zihinsel ve eleştirel düşünme becerilerine önemli ölçüde katkı sağladığını göstermiştir. Bu nedenle dengeli bir kişilik gelişiminin sağlanabilmesi açısından sosyal risk altındaki çocukların günlük yaşamları ile ilişkilendirebilecekleri sistematik bir yapı içinde sanat eleştirisinin, öğrenme-öğretme sürecinde diğer disiplin alanlarla da ilişkilendirilerek etkin olarak kullanılması önerilmektedir.Anahtar Kelimeler: Sosyal risk, sosyal risk altındaki çocuklar, sanat eleştirisi, eleştirel düşünme, görsel sanatlar eğitimi Our children will give impetus to our society's development efforts with healthy psychological, social and personality development. Determining and fulfilling their basic needs is directly proportional with minimizing potential problems that may arise in the future in relation with economic, cultural and social structure of our developing era. Hence, effective training programs are evaluated within the framework of multi-faceted understanding of art in relation with reintegration of children at social risk. As a result, it is expected to reduce psychological, mental and social problems of children arising from risk factors with visual arts education that focuses on the development of critical thinking skills. Starting from this idea, this study is intended to analyze the relationship between critical thinking skills and behaviours of children at social risk through visual arts training. It is designed as a mixed type research with a combination of quantitative and qualitative research methods. In the quantitative research approach in which the study was designed as an experimental study, one group pre-test-post-test model was used by applying the retention test. As for the qualitative research approach in which the study is designed as a case study, integrated single case study design was used. The study was carried out with a sample of 54 participants (27 male, 27 female). Study participants were selected on the basis of developed risk factors criteria. According to the selection criteria, the children were involved in the study that were found at risk due to certain factors such as divorced or broken up parents, dead mother or father or parents, financial difficulties, immigration, health problems, tendency to excessive aggressiveness, academic failure and the surrounding environment. Quantitative data in the study were collected with the Art Criticism Target Behaviour Scale (ACTBS) consisting of 20 questions developed in relation to acquisitions of visual art training and related target behaviours. The validity and reliability of the scale was ensured. The qualitative data were obtained by using the classroom activities developed within the scope of lesson plans, performance tasks comprised of two stages of application and criticism, and lastly self-assessment forms. In analysis of quantitative data, one factor ANOVA results for repeated measurements were examined to determine whether observed differences are significant. Also `Bonferroni test` was applied to determine which variables these differences are caused by. For analysis of qualitative data, content analysis was used for the purpose of research. According to the findings, while the social risk group students initially judged their skill level as `I am a bit sufficient`, they were found to increase their ratings up to `I am quite sufficient` after application of the visual arts training art critic program. Furthermore, the ACTBS was given as the retention test 5 weeks after the application. It was found out that the measurements did not differ for all sub-factors and overall scale. In other words, the impact of critical thinking skills acquired through visual arts training continued after the application and that learning was permanent. Study results demonstrated that the art criticism program and visual arts training in this scope offer an effective and efficient learning space that can be used for developing students' critical thinking skills. In addition; the participants were seen to follow a developmental process by which they can adopt outcomes regarding families, viewpoints, solution of their problems, personality development and academic success to daily life and they can relate these to target behaviours. Also study results showed that the art criticism program contributed significantly to high-level mental and critical thinking skills of children in social risk group such as problem solving, establishing cause-effect relationships between happenings, interpreting happenings and unravelling perspectives and effectively using the skills gained through art training for solving their problems. As a conclusion, for achieving a balanced personality development, it is recommended to effectively use art criticism by relating to other disciplines in the learning-teaching process within a systematic structure which children at social risk can relate with their daily life.Key Words: Social risk, children under social risk, art criticism, critical thinking, visual arts education 255 |