The concept of abrogation (naskh) in Hanafite legal methodology in classic period: The case of Dabusi and Sarakhsi

Autor: Çatallar, Mehmet
Přispěvatelé: Doç.Dr.Muharrem KILIÇ, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, İslam Hukuku, Doçent Doktor Muharrem Kılıç, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, İslam Hukuku Bilim Dalı, Kılıç, Muharrem, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2010
Předmět:
Popis: 06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır. İslam toplumunun kurmuş olduğu medeniyet ortamında yoğun ilmi gelişmeler sonucunda İslam fıkhının klasik kaynakları ortaya çıkmıştır. Kuruluş devri aşamasından sonra ortaya çıkan bu temel kaynakların bir kısmını muhtasar metinler, bir kısmını da şerh ve haşiyeler oluşturmaktadır. Fakihler, klasik kaynaklarda sosyal olayları Kur'an ve sünnet nassları ışığında çözümlemeye ve düzenlemeye çalışırken akli deliller olarak külli kaidelere ve kural niteliğindeki dâbıtlara oldukça önem vermişlerdir. Bu klasik muhtasar metinlerden birisi de Kudûri'nin Muhtasar'ını esas alarak altıncı asırda Alauddin es-Semerkandî (539/1144) tarafından telif edilen Tuhfetü'l-Fukahâ adlı eserdir.Bu eserde var olan külli kaideleri ve yorumlarını ortaya çıkarmak için ?Hanefi Fıkıh Bilgini Semerkandi'nin Tuhfetu'l-Fukahâ Adlı Eserinde Külli Kaideler? isimli tezimizi üç bölümden müteşekkil hazırladık.Birinci bölümde Semerkandî'nin hayatı, ilmi kişiliği ve Tuhfetu'l-Fukahâ adlı eseri hakkında genel bilgi verdik.İkinci bölümde ise tezimizin çerçevesini oluşturan ?külli kaide? kavramını klasik ve modern tartışmaları da göz önüne alarak inceledik. Külli kaide kavramının kaynaklık değerine, literatürdeki yerine dönemsel olarak işaret ettik.Üçüncü bölümde ise Tuhfetu'l-Fukahâ'da lafız olarak yer alan ve İslam hukuku makasıd ve felsefesini yansıtan üçyüz yirmi beş kadar külli kaideyi, müellifin yaptığı yorumlar doğrultusunda açıklamaya çalıştık. Classical resources of Islamic law emerged as a result of consistent developments of scholarship in the civilisation of Islamic society. Legal treatises (mukhtasar), commentaries (sharh) and glosses (khashiyya) constitute these basic resources that arose after the formative period of Islam. In the classical resources, when the social phenomenons had been attempted to analyse and formulate, jurists gave great importance to legal maxims (al-qawaid al-kulli) and rudiments (dabit) as rational arguments. One of these classical texts of legal treatises is Tuhfat al-Fuqaha written by Ala al-Din al-Samarqandi in the sixth hijri century which based on the treatise of al-Quduri: al-Mukhtasar.My thesis ?Legal Maxims in Tuhfat al-Fuqaha of Hanafi Jurist al-Samarqandi? has established into three sections in order to extract these maxims and their commentaries.In the first chapter, I gave general information on the life of al-Samarqandi, his works and peculiarly on Tuhfat al-Fuqaha.In the second chapter, I analysed the classical and modern discussions around the term ?al-qawaid al-kulliyya? that forms the framework of my thesis, referring it to its own contemporary use.In the last chapter, I attempted to evaluate and elucidate over three hundred legal maxims, which reflects the philosophy and foundational goals (maqasid) of Islamic law, in Tuhfat al-Fuqaha according to the author.
Databáze: OpenAIRE