Clinical and laboratory features of patients with congenital hypothyroidism

Autor: Yanmaz, Sercan Yücel
Přispěvatelé: Haspolat, Yusuf Kenan, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Yanmaz, Sercan Yücel
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2018
Předmět:
Popis: Giriş ve Amaç: Konjenital hipotiroidi (KH) günümüzde hala çocuklarda önlenebilir mental retardasyonun en sık sebeplerindendir. Tiroid disgenezileri, tiroid hormon üretim ve etkinliğindeki bozukluklar veya geçici hipotiroidi tablolarıyla karşımıza çıkabilir. Bu çalışmada kalıcı ve geçici konjenital hipotiroidili vakaların etyolojileri, laboratuvar bulguları, görüntüleme yöntemleri, tedavi dozları ve süreleri karşılaştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Dicle Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Endokrinoloji Bilim Dalı'nda Ocak 2013- Ağustos 2017 tarihleri arasında konjenital hipotiroidi tanısı ile tedavi başlanıp, 3 yıl takip edilen 106 hasta (42 kız, 64 erkek) çalışmaya dahil edildi. Hastaların dosyaları retrospektrif olarak tarandı. Tüm hastaların yaşı (hafta olarak) , gestasyonel haftası, aile hikayesi, polikliniğe başvuru sebebi kaydedildi. Tanı anında, tedavinin birinci, ikinci ve üçüncü yılında ve tedavi kesildikten 4-6 hafta sonra bakılan TSH, FT4, FT3, boy SDS, kilo SDS ve tedavi dozları not edildi. Çekilen Trioid USG ve Tc 99m sintigrafi sonuçları not edildi. Verilerimizin istatiksel değerlendirmesi SPSS (Statistical Package for Social Science) 24 paket programında yapıldı. p≤0.05 ise istatistiksel olarak anlamlı, p≤0.01 ileri düzeyde anlamlı, p≤0.001 çok ileri düzeyde anlamlı sonuç kabul edildi.Bulgular: Olgular değerlendirildiğinde hastaların %41.5'inde kalıcı konjenital hipotiroidi, %58.5'inde ise geçici konjenital hipotiroidi saptandı. Erkek/kız oranı:1,5 idi. Kalıcı hipotiroidilerin en sık sebebi tiroid disgenezileriydi (%34). Geçici konjenital hipotiroidili hastalarda saptadığımız en sık sebep ise dishormonogenezis (%38,7) idi. Hastaların % 28'i sarılık, kabızlık, hipotoni gibi semptomlarla polikliniğimize başvurmuştu. En sık saptanan semptomlar ise uzamış sarılık ve kabızlıktı.Hastaların büyük çoğunluğunun tarama testi sonucuyla polikliniğe yönlendirilen (%27) hastaların olması ve diğer %27'lik kısmın ise tarama testi sonucunu beklemeden rutin muayene amaçlı polikliniğimize başvuran hastaların olması ise ülkemizde tarama testinin yapılmasının önemini bir kez daha göstermektedir. Geçici KH'li grupta tiroid ultrasonografilerinin tamamı normal saptandı ve kalıcı KH'li hastalara kıyasla anlamlı fark vardı (p
Databáze: OpenAIRE