Popis: |
YÖK Tez ID: 567089 Giriş: Monomerler ortodontik yapıştırıcıların klinik başarısını doğrudan etkiler ve ortamdan uzaklaştırılmadığı takdirde bir çok zararlı biyolojik etkileri bulunmaktadır. Bu sebeple monomerlerin tespit edilmesi ve salınım miktarlarının belirlenmesi oldukça önemlidir. Bu çalışmanın amacı indirekt yapıştırma tekniğinde kullanılan ortodontik yapıştırıcılardan salınan artık monomer miktarlarını ölçmektir. Yöntem: Çalışmada 5 farklı ortodontik yapıştırıcının artık monomer salınımı değerlendirildi. Gruplar: TXT (Transbond XT, 3M Unitek), SLV (Transbond Supreme LV, 3M Unitek), SRS (Sondhi Rapid-Set, 3M Unitek), IDB (Transbond IDB, 3M Unitek) ve CIQ (Custom I.Q., Reliance Orthodontic Products). Ağız içi koşulları taklit etmek için bekletme solüsyonu olarak %99'luk etanol kullanıldı ve 1., 7., 21. ve 35. günlerde solüsyondan alınan örneklerin Ultra Yüksek Performanslı Likit Kromatografisi (UHPLC) ile monomer salınım miktarları ölçüldü. Diş yüzeyi ve braket tabanı arasındaki yapıştırıcı miktarı ve şekli farklı büyütmelerle elde edilen taramalı elektron mikroskobu (SEM) görüntüleri ile değerlendirildi. Sonuçlar varyans analizi ve Tukey's HSD çoklu karşılaştırma testi ile %5 anlamlılık düzeyinde analiz edildi. Bulgular: HEMA ve BisGMA salınımı çalışmada kullanılan ortodontik yapıştırıcıların tümünde gözlendi. UDMA salınımının TXT, SLV, IDB ve CIQ gruplarında, TEGDMA salınımının ise TXT, SLV, SRS ve IDB gruplarında gerçekleştiği tespit edildi. En fazla toplam salınım HEMA monomerinde en az salınım ise UDMA monomerinde gözlendi. Gruplar arasında en fazla salınım III. grupta en az salınım ise II. grupta bulundu. Grupların hepsinde salınan monomer miktarının büyük kısmının 1. günde olduğu ve en fazla toplam monomer salınımı da 35. günde olduğu gözlendi. Diş yüzeyi ve braket tabanı arasındaki yapıştırıcı kalınlıkları için en yüksek değer Transbond XT yapıştırıcısında, en düşük değer Sondhi Rapid-Set yapıştırıcısında gözlenmiştir. Sonuç: Klinisyenler ortodontik yapıştırıcıların bir endokrin bozucu, alerjik moleküller, sitotoksik veya genotoksik bileşikler içerdiğini akıldan çıkarmamalıdır. İn vitro şartlarda elde edilen bulgular ağız ortamının değişken koşullarını tam anlamıyla taklit edemeyeceğinden benzeri araştırmaların kliniğe dönük çalışmalarla zenginleştirilmesinin, daha güvenli tedaviler açısından yararlı olacağına inanmaktayız. Anahtar Sözcükler: Adeziv, artık monomer, HPLC, indirekt bonding, lingual ortodonti, ortodontik yapıştırıcı Introduction: The monomers directly affect the clinical success of orthodontic adhesives and have many harmful biological effects if they are not removed from the environment; as a result, it is crucial to detect the monomers and to quantify the amount of their release. The aim of this study was to determine the amount of residual monomer released from orthodontic adhesives used in indirect bonding technique. Methods: In this study, the release of the residual monomer of 5 different orthodontic adhesives were evaluated. Groups: Transbond XT (3M Unitek), Transbond Supreme LV (3M Unitek), Sondhi Rapid-Set (3M Unitek), Transbond IDB (3M Unitek) and Custom I.Q.(Reliance Orthodontic Products). To simulate the intraoral conditions, the samples were immersed in 99% ethanol, and the amount of residual monomer release was measured after 1 day, 7 days, 21 days, and 35 days by the ultra-high-performance liquid chromatography (UHPLC). The quanta and shape of the adhesive between the tooth surface and the base of the bracket were evaluated through the scanning electron microscope images obtained by different magnifications. The results were analyzed at the level of 5% significance by analysis of variance and Tukey's multiple comparison test. Results: The release of HEMA and BisGMA monomers were observed in all of the orthodontic adhesives used in the study. It was found that UDMA release occurred in TXT, SLV, IDB and CIQ groups, and that TEGDMA release in TXT, SLV, SRS IDB groups. The most total release was observed in HEMA monomer, and the least one in UDMA monomer. Among all the groups, the most quanta of release was found in group 3 and the least one in group 2. It was observed that large quantity of monomer released in all groups happened on the first day, and that the maximum monomer release was found on the 35th day. For the thickness of the adhesive between the tooth surface and the base of the bracket, the highest value was observed in Transbond XT adhesive, and the lowest one in Sondhi Rapid-Set adhesive. Conclusions: Clinicians should keep in mind that orthodontic adhesives contain endocrine disrupter molecules, allergic molecules, cytotoxic or genotoxic compounds. We believe the fact that similar research should be enriched through clinical studies will be useful in terms of safer treatments because findings obtained in vitro conditions can't precisely simulate variable conditions of intraoral environment. Keywords: Adhesive, residual monomer, HPLC, indirect bonding, lingual orthodontics, orthodontic adhesive |