Thyroglossal Duct Cysts and Fistulas: Retrospective Analysis of 42 Cases

Autor: KOÇ, Sema, UYSAL, İsmail Önder, GÜRBÜZLER, Levent, ALADAĞ, İbrahim, EYİBİLEN, Ahmet, AKSAKAL, Ceyhun
Jazyk: angličtina
Rok vydání: 2011
Předmět:
Zdroj: Çağdaş Tıp Dergisi, Vol 1, Iss 2, Pp 42-45 (2011)
Volume: 1, Issue: 2 42-45
Çağdaş Tıp Dergisi
ISSN: 2146-4189
2146-6009
Popis: Introduction: The purpose of this study is to discuss clinical properties, diagnosis and treatment of patients, who were operated due to thyroglossal duct cyst (TDC), in the light of relevant studies in the literature. Instruments and Methods Files of 44 patients, diagnosed with TDC in our clinic, were retrospectively investigated. Information on their age, their gender, their clinical properties, location of the lesion, whether or not it is fistulized, imaging methods required during pre-operative period, treatment way, post-operative recurrence and complications and histopathological diagnosis were registered. Results 15 (34%) women and 29 (66%) men were included in the study. The age is between 5 and 72 and average age is 24±18. All the patients had neck midline complaints. All the patients underwent Sistrunk operation. Only 3 (0.7%) patients had postoperative infection. In accordance with histopathological results, 42 (95%) patients had thyroglossal cyst and 2 patients (5%) had papillary carcinoma. No recurrence was observed for all the patients at the end of 18-month follow-up period. Conclusion: During differential diagnosis of midline neck masses, thyroglossal duct cysts should be considered. For the treatment of the disease, the Sistrunk operation is a gold standard. Thanks to early diagnosis and treatment, having a successful operation and decreasing the risk of developing complication should not be forgotten.
Giriş: Bu makalenin amacı tiroglossal duktus kisti (TDK) nedeniyle ameliyat edilen hastaların klinik özellikleri ile tanı ve tedavisini ilgili literatür ısığında tartışmaktır. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde TDK tanısı alan 44 hastanın dosyası geriye dönük olarak incelendi. Hastaların yaşı, cinsiyeti, klinik özellikleri, lezyonun boyundaki yerleşim yeri ve fistülize olup olmadığı, ameliyat öncesi istenen görüntüleme yöntemleri, tedavi şekli, cerrahi sonrası nüks, komplikasyonlar ve histopatolojik tanılar kaydedildi. Bulgular Çalışmaya 15 (% 34) kadın, 29 (% 66) erkek hasta dahil edildi. Yaş aralığı 5-72 olup, yaş ortalaması 24±18 idi. Hastaların hepsinde boyun orta hattında kitle şikayeti vardı. Hastaların 18 (% 41)’inde fistül gelişimi sonucu aralıklı akıntı şikayeti mevcuttu. Bütün hastalara Sistrunk ameliyatı yapıldı. Sadece 3 (% 0.7) hastada ameliyat sonrası dönemde enfeksiyon gelişti. Hastalarımızın 42 (% 95)’sinin histopatoloji sonucu tiroglossal duktus kisti, 2 (% 5)’sinin ise TDK’dan gelişen papiller karsinom idi. Hiçbir hastamızda 18 aylık takip sonunda rekürrens görülmedi. Sonuç: Boyun orta hattı kitlelerinin ayırıcı tanısında TDK düşünülmelidir. Hastalığın tedavisinde Sistrunk ameliyatı altın standarttır. Erken tanı ve tedavi ile ameliyat başarısı ve komplikasyon gelişme riskinin azalacağı unutulmamalıdır.
Databáze: OpenAIRE