The Huns: The Historiography of a Myth, a Hope, and a Neglect

Autor: Üstün, Abdullah
Přispěvatelé: Ege Üniversitesi
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2017
Předmět:
Popis: Geç Antikçağ yahut Erken Ortaçağ tarihi, Avrupa merkezci/merkezli tarihçilik adına, edebi kaynakların gerek kimi kez birden çok edisyonunu gerek pek çok kez birden çok dile tercümesini hazırlamaktan çeşitli kuramlar nazarından onları sorgulamaya varıncaya kadar oldukça gelişmiş bir çalışma alanıdır. Bu tarihin paydaşlarından Roma başta olmak üzere, Germen ve Slav araştırmalarının bu gelişimde payları vardır. Lakin Germenlerin Avrupa’nın batısına doğru yönelmesinden Slavların Balkanlara yayılmasına, Batı Roma İmparatorluğunun çöküşüne varıncaya kadar pek çok olayda ve durumda karşımıza çıkan Hunlar ve onların halefleri diğer Türk, en geniş manada Altay kavimleri, hakkındaki araştırmalar; “kökenlerini arayan” Macarlar akademisinin gayretleri maada, bu sürecin zikredilen paydaşlarının yanında oldukça cılız kalmaktadır. Belki de Avrupa irfanındaki Attila yahut Hunlara dair mitik göndermelerin arkasında da araştırmaların yeterince olgunlaşmamasın nedeniyle onların tarihinin yeterince aydınlatılmamasından kaynaklanan gizem ortamı rol oynamıştır. Bu çalışmada hiç değilse bir durum tespitine katkı yapar umuduyla günümüzde Hun tarihçiliği, bunun dayandığı arka plan, Hun tarihi bağlamında, verilerden yahut tarihçilikten kaynaklanan sorunlara değinilecektir. Bu tarz bir araştırma sorunu, doğal olarak çalışmayı genellemeler yapmaya ve kategoriler oluşturmaya zorlamaktadır. Bu çalışmayı kaleme alan, her ikisi hakkında belki bir konuyu anlaşılır kılmakta yarar sağladıkları lakin bunu yaparken “salt gerçek”ten bizi uzaklaştırdıkları kanaatine sahip olduğunu belirtmeyi vicdani bir borç bilir
The History of the Late Antiquity and the Early Middle Ages is a rather developed area of study from the perspective of European-centrist or Europe-centred historiography that encompasses a wide range of activities from preparing translations of the literary sources, sometimes including different editions, into a variety of language, to examining those sources through various theories. This highly developed state of affairs in this field is firstly due to the extensive studies of the Roman Empire, while the contributions of Germanic and Slavic studies should also be acknowledged. However, it must be acknowledged that compared to the aforementioned fields, studies in to the Huns whom we encounter in a lot of events and contexts, from the Germanic tribes' turn towards western Europe to the spread of the Slavic people through the Balkans and to the collapse of the Roman Empire in the west, are rather puny, with the notable exception of the efforts of the Hungarian academics. Studies on other Turkish groups that succeeded the Huns, or in the largest sense of the topic, studies on the Altaic peoples are in a similar situation as well. It is quite possible that the mythic references to the Huns or to their leader Attila in the European culture might be due to the fact that studies on the Huns have not been as developed, which gave an aura of mystery to the Huns, as their history remained shrouded in darkness. This paper shall attempt to shed light on the present situation in the historiography of the Huns, the background over which the said historiography stands, and some major issues in the historiography of the Huns, in the hopes that this will at least contribute to a general assessment. Such a line of inquiry, however, will naturally lead to some generalizations and cause certain categorizations. The author of this study humbly acknowledges that while both effects contribute to a better understanding of the topic at hand, they inevitably lead us astray from the "pure truth".
Databáze: OpenAIRE