PANDEMONIUM’DA TANRIYI OYNAYAN VAİZLER

Autor: GÖZEN, Hacer, EDMAN, Timuçin Buğra
Přispěvatelé: Işık Üniversitesi, Yabancı Diller Okulu, Işık University, School of Foreign Languages, Gözen, Hacer
Jazyk: angličtina
Rok vydání: 2019
Předmět:
Zdroj: Volume: 6, Issue: 2 490-510
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
ISSN: 2147-4958
2147-4419
Popis: Once upon a time Sigmund Freud proclaimed that technology was the means bywhich to push humans beyond the edge of their biological limits, transforming theminto ‘a kind of prosthetic’ God. By the time humans began to dominate the world,many animal species had already disappeared because of man’s hunger. This wasthe first indicator that humans were prone to determine the fate of other species. Thewars they fought, massacres they ordered, and extinctions they caused. The center ofthe world was not large enough, while the center of the universe was occupied byGod. Dante Alighieri imagined the planets through their proximity to the Sun as ourjuxtaposition to God. For humankind, the inability to control themselves wasdisturbing enough. Zamiatin, in his We, created a dystopian world at the edge ofArmageddon in which people become the subjects of a long-lasting project thatportrays religions as myths. The aim of this study is to display the imaginable cost ofplaying God through science, which is presumably designed to make life easier, notto replace God.
Bir zamanlar Sigmund Freud, teknolojinin, insanları bir tür prostetik tanrı(lar)adönüştürmek amacıyla, biyolojik limitlerinin ötesine taşıyan bir yol olduğunuaçıklamıştı (ki hâlâ öyle). İnsanoğlu dünya üzerinde ikamet etmeye başladığında, birçok hayvan türü, insanın açlığından ötürü zaten çoktan yok olmuştu bile. Bu,insanoğlunun başkalarının kaderlerine karar verme eğiliminin ilk işaretiydi. Savaşlaryaptı; katliamlar gerçekleştirdi, nesillerin yok olmasına sebep oldu. Evrenin merkezitanrı tarafından işgal edilmişken, dünyanın merkezi yeterince büyük değildiinsanoğlu için. Dante Alighieri, gezegenleri güneşe olan yakınlıklarıyla hayal etti;tıpkı bizim tanrıyla yan yana duruşumuz gibi. Kendi bedenini kontrol edebilmeyetisisne sahip olamamak yeterince rahatsız ediciydi zaten insan için. Weromanında, insanların, dinleri mitler olarak tanımlayan, uzun süreli bir projeninnesneleri haline geldiği, mahşerin kıyısında distopyan bir dünya yarattı Zamiatin. Buçalışmanın amacı, tanrının yerine geçmekten ziyade, muhtemelen hayatıkolaylaştırmak için tasarlanan bilimi kullanarak tanrıyı oynamanın öngörülebilirbedelini ortaya çıkarmaktır.
Databáze: OpenAIRE