ORTAÇAĞ’DA HRİSTİYAN FELSEFESİ, AŞK ÖĞRETİSİ VE EDEBİYAT: GÜLÜN ROMANSI
Autor: | Tarık Ziyad GÜLCÜ |
---|---|
Jazyk: | turečtina |
Předmět: |
Alegori
Gülün Romansı Jean de Meun Guillaume de Lorris The Romance of the Rose Courtly Love Socratic Dialogue Allegory Personification The Middle Ages Jean de Meun Guillaume de Lorris Gülün Romansı Saraylı Aşk Sokrat Tipi Diyalog Alegori Kişileştirme Ortaçağ Guillaume de Lorris Kişileştirme lcsh:History of scholarship and learning. The humanities lcsh:Social Sciences lcsh:H Sokrat Tipi Diyalog Ortaçağ lcsh:AZ20-999 Saraylı Aşk Jean de Meun lcsh:H1-99 lcsh:Social sciences (General) |
Zdroj: | Volume: 55, Issue: 2 271-286 Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Vol 55, Iss 2 (2017) |
ISSN: | 2459-0150 |
Popis: | The concept of love, examined in various works from the classical ages onwards, gained an ethical meaning in the Middle Ages. Accordingly, love is not a sexual urge, but a virtue acquired by coping with some difficulties. The concept best reflecting the issue of love is “courtly love”. The term suggests the lovers to show earnestness and courtesy while it also offers them to avoid avarice and pride. It emphasises as well that lovers should suffer insomnia for their beloved person or object. Thus, one of the best examples for the medieval view of love is The Romance of the Rose by Jean de Meun and Guillaume de Lorris. Andreas Capellanus’ doctrines in The Art of Court Love shape the work’s content, while Boethius’ Consolation of Philosophy influences its form. So, this study will examine the courtly love in the joint poem in relation to the effects of continental literature. Klasik çağlardan bugüne kadar çeşitli yazarların eserlerinde incelenen aşk kavramı, Ortaçağ’da ahlaki bir anlam kazanmıştır. Buna göre, aşk cinselliğe dayalı bir dürtü değil, birtakım zorlukların aşılmasıyla ulaşılması gereken bir erdemdir. Dönemin anlayışını en iyi yansıtan kavram “saraylı aşk”tır. Bu terim, seven kişilerde mütevazılık, kibarlık gibi özelliklerin bulunmasını salık verirken, para hırsı ve kibir gibi kötü alışkanlıklardan ise kaçınmalarını önermektedir. Sevenlerin, aşık oldukları obje veya kişi için gerekirse uykusuzluk çekmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu anlamda, Ortaçağ’da aşk yaklaşımının en iyi örneklerinden biri, Jean de Meun ve Guillaume de Lorris’in ortak yazdığı Gülün Romansı adlı şiirdir. Andreas Capellanus’un Saraylı Aşkın Sanatı’nda belirttiği ilkeler, manzum eserin içeriğinde etkili olmaktadır. Boethius’un Felsefe’nin Tesellisi’nde görülen alegori ve Sokrat tipi diyalog ise, yapıtın biçiminde tesirlidir. Dolayısıyla, bu çalışma kıta edebiyatının etkileri açısından Ortaçağ aşk anlayışını Gülün Romansı’na dayanarak inceleyecektir. |
Databáze: | OpenAIRE |
Externí odkaz: |