Predictive effect of thiol/disulfide homeostasis dynamics on early pregnancy viability: A case-control study.
Autor: | Çendek, Büşra Demir, Aker, Seda Şahin, Dağdeviren, Gülşah, Alışık, Murat, Altay, Mehmet Metin, Erel, Özcan |
---|---|
Předmět: |
MISCARRIAGE
RISK assessment STATISTICAL correlation HOMEOSTASIS DATA analysis ACADEMIC medical centers SULFUR compounds KRUSKAL-Wallis Test PREGNANCY outcomes DESCRIPTIVE statistics LONGITUDINAL method CASE-control method ONE-way analysis of variance STATISTICS RESEARCH DATA analysis software DISEASE risk factors PREGNANCY |
Zdroj: | Turkish Journal of Obstetrics & Gynecology; Mar2024, Vol. 21 Issue 1, p15-21, 7p |
Abstrakt: | Objective: The main aim of this study was to investigate the differences in maternal serum thiol/disulfide homeostasis among women with abortion imminens (AI), missed abortion (MA), and healthy pregnancies during the first trimester. Materials and Methods: This was a prospective case-control study. This study was conducted on pregnant women who visited the Obstetrics Clinic at University of Health Sciences Turkey, Etlik Zübeyde Hanım Gynecology Training and Research Hospital and were diagnosed with either AI or MA during the 6th to 14th weeks of pregnancy. The participants had a normal pregnancy follow-up, no chronic illnesses, and did not take any multivitamin or antioxidant supplements except for folic acid. The study incorporated 33 pregnant women with AI, 36 with MA, and 40 with normal pregnancies. Age, and body mass index were matched across the three groups. This study used a recently developed automated spectrophotometric technique to quantify thiol/disulfide concentrations. Results: The AI group had considerably elevated levels of total thiol and native thiol (SH) compared with the MA group. Nevertheless, there was no notable disparity observed between the group of healthy pregnancies and the other two groups. Serum disulfide (SS) levels did not exhibit any significant variations among the three groups. Similarly, the ratios of SS/SH, SS/total thiol, and SH/total thiol did not show any significant differences between the groups (p>0.05). Conclusion: Patients with MA had decreased levels of total thiol and SH, which possess antioxidant capabilities, compared to the AI group. A decrease in antioxidant levels in the body may contribute to the etiology of MA. When considering our findings alongside existing literature, it remains inconclusive whether the serum thiol-disulfide ratio can predict a healthy pregnancy or MA following AI. Therefore, it is not yet seen as a promising diagnostic tool for assessing pregnancy viability. Additional investigation is required to establish the influence of dynamic thiol/disulfide homeostasis on early pregnancy loss. Amaç: Bu çalışmanın temel amacı, ilk trimester abortus imminens (AI), düşük ve sağlıklı gebeliği olan kadınlarda anne serumu tiyol/disülfit dengesindeki farklılıkları incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum Kliniği'ne başvuran, 6 ile 14. haftalar arasında AI veya düşük tanısı almış, normal gebelik süreci geçiren, kronik hastalığı bulunmayan ve folik asit dışında herhangi bir multivitamin veya antioksidan takviyesi kullanmayan hamile kadınları içeren prospektif bir çalışmadır. Çalışma, 33 AI, 36 düşük tanısı konmuş ve 40 normal gebelik olgusunu kapsamaktadır. Katılımcıların yaş, ve vücut kitle indeksi her üç grup arasında eşitlenmiştir. Tiyol/disülfit seviyeleri, yeni geliştirilmiş bir otomatik spektrofotometrik yöntemle ölçülmüştür. Bulgular: AI grubunda, düşük grubuna göre anlamlı derecede yüksek olan toplam tiyol ve doğal tiyol (SH) seviyeleri saptanmıştır. Ancak, sağlıklı gebelik gösteren grup ile diğer iki grup arasında belirgin bir fark bulunmamıştır. Serum disülfit (SS) düzeyleri üç grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermemiştir. Ayrıca, SS/SH, SS/toplam tiyol ve SH/toplam tiyol oranları gruplar arasında önemli bir fark göstermemiştir (p>0,05). Sonuç: Düşük olgularında AI grubuna kıyasla düşük toplam tiyol ve SH seviyeleri gözlemlenmiştir; her ikisi de antioksidan özelliklere sahiptir. Vücuttaki antioksidan seviyelerindeki azalma, düşüğün etiyolojisine katkıda bulunabilir. Bulgularımızı mevcut literatürle birleştirdiğimizde, serum tiyol-disülfit oranının AI sonrasında sağlıklı bir gebeliği ya da düşüğü öngörüp öngöremeyeceği konusunda kesin bir sonuca varılamamıştır. Dolayısıyla, gebeliğin sağlıklı ilerleyip ilerlemeyeceğini değerlendirmede umut verici bir tanı aracı olarak görülmemektedir. Erken gebelik kaybında dinamik tiyol/disülfit homeostazının etkisini göstermek için ek araştırmalara ihtiyaç vardır. [ABSTRACT FROM AUTHOR] |
Databáze: | Complementary Index |
Externí odkaz: |