Popis: |
Hollandalı tarihçi Jacques Presser, 1958’de bir yazıyla ilk kez “egodocument” kavramını dolaşıma sokmuştur. Kasıt, günlük, hatırat, otobiyografi türünden kişilerin bizzat kendi kalemlerinden çıkma ve kendilerine dair metinlerdir. Dünyanın bir kısmında kavram olduğu gibi kabullenilmiş, diğer bir kısmında aynı malzeme bütünü için temel olarak “self-narrative,” “selbstzeugnis” tabirleri yaygın kullanım sahası bulmuştur. Presser’in kavrama atfettiği anlam ve öngördüğü kapsam araştırmacılar tarafından muhtelif şekillerde tevarüs edilmiştir. Kimi tarihçiler, “egodocument”i çok geniş bir kapsama kavuşturma gayretine girmiştir. Günümüz dünyasındaki uluslarüstü (transnational) ve global tarihyazım gündeminde, Batı-dışı toplumların ben-anlatılarının nereye oturtulacağı da bir mesele olarak ele alınmaktadır. Diğer bir ifadeyle, Jacob Burckhardt’ın bireyin ortaya çıkışı ve bunun anlamını yorumladığı günden bugüne otobiyografik metinlere bakış da değişmiştir. Bu makalenin amacı, Türkiye’de hem halihazırda bilinen, üzerine yayınlar gerçekleştirilmiş, hem dehenüz yazma eser kütüphanelerinde keşfedilmeyi bekleyen malzemeye ben-anlatıları perspektifinden bir farkındalık geliştirmektir. |