Kur’ânî Üslup Açısından Ashâb-ı Kehf Kıssası

Autor: Gelgeç, Sevim
Jazyk: turečtina
Rok vydání: 2019
Předmět:
Zdroj: Volume: 34, Issue: 34 191-227
Usul İslam Araştırmaları
ISSN: 1305-2632
2147-8279
Popis: Kur’ân kıssalarından bahseden âyetler, ilâhî kelamın kendine has üslubunun öne çıktığı âyetlerdir. Mektûb değil mesmu’ olarak nâzil olan Kur’an-ı Kerim muhatap kitlenin kullandığı dilin imkânlarını dikkate almış ve beşerin idrak seviyesine uygun olarak hitapta bulunmuştur. Hz. Peygamber’in sîretiyle paralel okunması gereken kıssaların, ifsat olan tevhit akidesini ıslah etmek ve kalbine sebat vererek bu kutlu yolculukta onu yüreklendirip cesaretlendirmek, desteklemek gibi amaçlara matuf olduğu görülür. Ayrıca Kur’ân kıssalarını, üç merhalede incelemek gerekir. Bunlardan ilki, ele alınan kıssanın kendi tarihinde nasıl ve ne şekilde gerçekleştiği, ikincisi, nüzul vasatında bu kıssanın nasıl bilindiği yani iz düşümleri, üçüncüsü ise ilâhî kelamın bu kıssayı ne şekilde (nasıl bir üslupla) aktardığıdır. Zira Allah, hitap-muhatap diyalektiği çerçevesinde indiği toplumun algı ve tasavvurları üzerinden konuşmakta ve bu konuşma sırasında ıslah veya ibkâya konu olan hususa ilâhî perspektiften değer yüklemek suretiyle zihinleri inşa etmeyi, sahih bir varlık tasavvuru oluşturmayı hedeflemektedir. Bu makalede, -Ashab-ı Kehf kıssasının, birebir kendi tarihsel gerçekliğine nüfuz etmenin imkânsızlığı karşısında- ulaşabildiğimiz kadarıyla nüzul ortamında nasıl ve ne şekilde bilindiğini aktarmaya çalışacak, daha sonra kıssanın üslup özelliklerini ele alarak hem kıssa ve sîret ilişkisi hem de Allah’ın kıssayı anlatma tarzı/biçimi üzerinde duracağız. Kıssanın temel konusu ve amacı detay ve tarihî bilgi vermek değil, ahiret, diriliş, kevnî yasalara ve bir grup insanın tevhit mücadelesine dikkat çekmektir. Bu bağlamda inkârcılara dirilişin hak olduğunu vurgulamakta, müminlere de tüm baskı ve zorluklar karşısında yılgınlık göstermek yerine bir bilinç ve duruş sergilemeleri gerektiğine dair bir perspektif sunmaktadır.Kur’ân kıssalarından bahseden âyetler, ilâhî kelamın kendine has üslubunun öne çıktığı âyetlerdir. Mektûb değil mesmu’ olarak nâzil olan Kur’an-ı Kerim muhatap kitlenin kullandığı dilin imkânlarını dikkate almış ve beşerin idrak seviyesine uygun olarak hitapta bulunmuştur. Hz. Peygamber’in sîretiyle paralel okunması gereken kıssaların, ifsat olan tevhit akidesini ıslah etmek ve kalbine sebat vererek bu kutlu yolculukta onu yüreklendirip cesaretlendirmek, desteklemek gibi amaçlara matuf olduğu görülür. Ayrıca Kur’ân kıssalarını, üç merhalede incelemek gerekir. Bunlardan ilki, ele alınan kıssanın kendi tarihinde nasıl ve ne şekilde gerçekleştiği, ikincisi, nüzul vasatında bu kıssanın nasıl bilindiği yani iz düşümleri, üçüncüsü ise ilâhî kelamın bu kıssayı ne şekilde (nasıl bir üslupla) aktardığıdır. Zira Allah, hitap-muhatap diyalektiği çerçevesinde indiği toplumun algı ve tasavvurları üzerinden konuşmakta ve bu konuşma sırasında ıslah veya ibkâya konu olan hususa ilâhî perspektiften değer yüklemek suretiyle zihinleri inşa etmeyi, sahih bir varlık tasavvuru oluşturmayı hedeflemektedir. Bu makalede, -Ashab-ı Kehf kıssasının, birebir kendi tarihsel gerçekliğine nüfuz etmenin imkânsızlığı karşısında- ulaşabildiğimiz kadarıyla nüzul ortamında nasıl ve ne şekilde bilindiğini aktarmaya çalışacak, daha sonra kıssanın üslup özelliklerini ele alarak hem kıssa ve sîret ilişkisi hem de Allah’ın kıssayı anlatma tarzı/biçimi üzerinde duracağız. Kıssanın temel konusu ve amacı detay ve tarihî bilgi vermek değil, ahiret, diriliş, kevnî yasalara ve bir grup insanın tevhit mücadelesine dikkat çekmektir. Bu bağlamda inkârcılara dirilişin hak olduğunu vurgulamakta, müminlere de tüm baskı ve zorluklar karşısında yılgınlık göstermek yerine bir bilinç ve duruş sergilemeleri gerektiğine dair bir perspektif sunmaktadır. Verses that mention the narratives in the Qur’an are the verses in which the distinctive style of the divine speech comes to the fore. The Qur'an, which was revealed not written but orally, took into account the possibilities of the language used by the addressed society and addressed them in accordance with the level of understanding of the human. It is seen that the narratives that should be read in parallel with the Prophet's (pubs) life are aimed at correcting the corrupted doctrine of tawhid, and encouraging him in this holy journey. Also, it is necessary to examine the narratives in the Qur’an in three levels. The first is how and in what way the narrative in question took place in its own time. The second is how this narrative is known in the revelation environment, that is, the projections of it. And the third is how (in what style) the divine speech transmits this narrative. For, Allah speaks through the perceptions and conceptions of the society in which He reveals his word within the framework of the addressed-addressee dialectic, and during this conversation, He aims to build minds and create a sound existence concept by adding value from the divine perspective to the topic which is the subject of correction or eternalization. In this article, we will try to convey how and in what way the narrative of Ashab-i Kehf was known in the revelation environment -against the impossibility of directly influencing its own historical reality- as far as we can reach, and then, by dealing with the stylistic features of the narrative, we will focus on both the relationship between the narrative and the Prophet's (pbuh) life, and the style/format in which Allah narrates the story. The main subject and purpose of the story is not to give details and historical information, but to draw attention to the hereafter, the resurrection, the law of nature and the tawheed struggle of a group of people. In this context, He emphasizes to deniers that resurrection after death is true, and offers believers a perspective that they should show an awareness and stance rather than exasperation against all oppression and difficulties. ّن اآليات التي تتحد ُث ع ِن القص ِص القرآنية، هي آيات تُبرز األسلوب الخاص بالخطاب اإللهي. إ َّن ، قد خاطَ واهتم بإمكانيات َب البش َر القرآن الذي نزل مسموعا وليس مكتوبا بما يناس ُب مستوى إدراكهم ُمخا َطب. يُنظ ُر إلى القصص التي يج ُب قراءتها بالتوازي مع سيرة اللغة التي يستخدمها الجمهور ال ِ عقيدة التوحيد الباطلة النبي محمد صلى هللا عليه وسلم، أنها معتقلة بأهدا ٍف مثل إصالح وتشجيع وح ِثّ قلبه في هذه الرحلة ال أيضا يجب دراسة القصص القرآنية في ثالث مراحل. ُم النبي وتثبيت قدسة. ُمتداولة ، كيفية معرفة آثار هذه القصة في خضِّم أولها، القصة ال وكيفية وشكل حدوثها في فترتها. ثانيا نزولها. أما ثالثا، ما هي الطريقة أو األسلوب الذي نَق َل من خالله الخطاب اإللهي هذه القصة. فاهلل ُمخا ِطب ر، َو يتحدث من خالل تصورات وتخيالت المجتمع الذي نزل في إطار جدلية ال والمحا وخالل هذا الخطاب يهدف من منظور إلهي إلى بناء العقول وخلق مفهوم أصيل للوجود من خالل إسناد قيمة إلى موضوع التصحيح واإلبقاء. نسعى في هذه المقالة بما نستطيع إلى شرح كيف وبأي طريقة عُرفت قصة أصحاب الكهف في المحيط الذي نزلت فيه مع الوقوف بوجه اختراق تاريخها الحقيقي المباشر، والحقا سنقف من خالل تناول األسلوب الخاص بالقصة في نوع أو نمط الشرح اإللهي للقصة وعالقة القصة بالسيرة. ليس الهدف أو الغرض الرئيسي من القصة إعطاء التفاصيل والمعلومات التاريخية، ولكن لفت االنتباه إلى اآلخرة والقيامة وقوانين الكون وكفاح مجموعة من الناس من أجل التوحيد. وتؤكد في هذا السياق أن القيامة حق للكافرين، وتقدم للمؤمنين منظو ًرا يجب أن يُظهروا فيه وعيًا وموقفًا بدًال من إظهار اإلحباط في وجه كل ظلم وصعوبات.
Databáze: OpenAIRE